Sağlık & Spor Terimleri Sözlüğü
Bir sinir hücrelerinin sitoplazmasının uzun uzantısı. Sinaptik bağlantıların sağlandığı uzantılardır.
Genellikle 25-40 yaş arası erkeklerde görülür. Antreman eksiği olan sadece hafta sonları spor yapanlarda daha sık gelişir. Basketbol, futbol, tenis gibi zıplama ve ani hareketlerin olduğu sporlar daha risklidir.Aşil rüptürü için bazı teoriler ileri sürülmüştür.Tekrarlayan mikro,Travmalar,Tendonda kanlanmanın azalması (hipovasküler teori),Tendona kortikosteroid enjeksiyonu,Sistemik kortikosteroid kullanımı (romatoid artrit, sistemik lupus eritamatosis vb),Uzun süreli florokinolon grubu antibiyotik kullanımı.Ayak bileği arkasında ani ağrı ve ses hisseden hastaların çogu bacaklarına bir şeyin çarptığını düşünürler. Parmak ucunda yükselemeyen hastalar diğer parmak kaslarının sağlam olması nedeni ile ayak bileklerini aşağıya doğru itebilirler.Bu nedenle hastaların bir kısmı doktora geç başvururlar. Klinik muayenede, aşil tendonu üzerinde hassasiyet, ayak bileği çevresinde şilik ve tendon yırtığı olan bölgede çöküntü (gap sign) saptanır. Klinik muayene tam ve kısmi yırtıkların saptanmasında yeterli olmakla birlikte ultrasonografi veya manyetik rezonans görüntüleme tanın kesinliği açısından istenebilir.Tedavi YöntemleriKonservatif tedavi: Parsiyel rüptürlerde veya cerrahi tedavi için riskli hastalarda önerilir. Klasik olarak diz üstü alçı ile tedavi edilen hastalara son yıllarda açı ayarlı yürüme botları (walking boot) önerilmektedir. Hastaların takibi sırasında tendon uçları arasındaki mesafeyi saptamak için ultrasonografi önerilmektedir. Tekrar yırtık gelişmesi, kas güçsüzlüğü gibi sorunlar yüksek oranda görüldüğü için sadece yüksek riskli veya kısmi yırtığı olan hastalarda uygulanmalıdır.Cerrahi TedaviTam (komplet) aşil rüptürü olanlarda ideal tedavidir.Operasyon acil olarak yapılır ise tendon uçlarında saçaklanma (spagetti bulgusu) çok olduğu için cerrahi işlem teknik olarak daha zordur. İdeal cerrahi zamanlaması 5.ve 7. gün arasıdır. Bu süre içinde hastalar kısa bacak ateli ile istirihata alınmalıdır. Sigara, yara iyileşmesini bozduğu için bırakılmalıdır. Cerrahi tedavi süresinin daha uzadığı vakalarda (6 haftadan sonra) kasların kontraksiyonuna bağlı tendon uçları arasındaki mesafe artarak cerrahi tedaviyi güçleştirir. Bu tip hastalar ihmal edilmiş (neglected ) aşil tendon rüptürü olarak gruplanır ve tedavilerinde ek işlemlerin ( turn-down flep, tendon transferleri veya allogreft) yapılması gerekebilir.Cerrahi tedavi spinal anestezi altında (nadiren genel anestezi veya lokal anestezi) yapılır. Hastanın 2. haftadaki kontrolü sırasında dikişleri alınır, kısa bacak alçı-ateli çıkartılarak açı ayarlı yürüme botu verilir. 3. haftada kısmi, 6. haftadan sonra tam ağırlık vererek yürütülür. Sekizinci hafta sonrası topuk yükseltici (heel lift ) eklenmiş ayakkabı ile yürütülürler.
Anatomide akla bir ırmağın yay biçimindeki kıvrımlarını getiren oluşumlar için kullanılan genel terim (inceba-ğırsak kulpları ve kandamar yaylan, böbrek borucukla-nnın Henle kulpu vb).
Yumurtlamanın olmamasıdır. Amenore ile birlikte olmak zorunda değildir.
XI. kafa siniri çifti. Hareket siniridir.
Aşil tendonunun iltihaplanmasıdır, tendon bu durumda hassas ve genellikle şiş olur.
Kanda bulunduğu varsayılan bir pıhtılaşma faktörü (Faktör VI). Ac-globülinin aktif biçimidir; protrombi-nin trombine dönüşmesini sağlar.
Aşırı TüylenmeAdet kanamalarının başlamasıyla genç bir kızın vücudunda hormonlara bağlı ve kadına özgü değişiklikler olur. Sağlıklı bir hormonal yapı için beyindeki merkezler, yumurtalıklar, tiroid ve böbrek üstü bezlerinin uyum içinde çalışması gerekir.Aşırı Tüylenme; yüz, göğüs, karın, sırt, kol ve bacakların üst kısmında uzun kalın ve sert tüylerin çıkmasıdır. Bu durum kozmetik bir problemin yanında hormonal bir düzensizliği de gösterir.Normal Kıl BüyümesiHer kıl derinin altında folikül adı verilen kökten büyür ve kıl derinin üzerinde kalan kısmı alınsa da kökü durduğu sürece büyümeye devam eder. İnsan vücudunda doğduğunda yaklaşık 50 milyon kıl kökü bulunur. Erişkinlerde iki tip kıl vardır, bunlardan birincisi birçok kadının yüzünde, göğüslerinde ve sırtında bulunan ince, renksiz ve kısa olan kıllardır. İkinci tür ise hem kadın hem de erkeklerin başında, koltuk altında ve genital (cinsel) bölgelerinde bulunan sert uzun ve koyu renkli kıllardır. Ön kol (dirseklerin altı) ve bacakların dizden aşağısındaki kılların sayısı kişilerin hormonal durumundan bağımsızdır ve bu bölgelerde aşırı kıllanma hastalık değildir.Yüzde ve Vücutta Aşırı Tüylenmenin NedenleriGenellikle aşırı tüylenme kandaki androjenlerin (erkeklik hormonları) artmasına bağlıdır. Androjenler erkeklerde daha yüksek düzeylerde olmak üzere, hem erkek hem de kadında bulunan hormonlardır. Androjenler ince, zayıf ve kısa olan tüylerin sert, uzun kıllara dönüşmesine neden olur.Androjen düzeylerinin yükselmesine ve bunun sonucu olarak da tüylenmeye neden olan durumlar şunlar:Menopoz:Bu dönemde yumurtalıklardan östrojen (kadınlık hormonu) sentezi azaldığı halde androjen sentezi devam eder. Buna bağlı olarak kıllanma görülebilir.Genetik:Annesinde veya büyükannesinde aşırı tüylenme olan kişilerde aynı hastalığın görülme olasılığı fazladır.İlaç Yan Etkileri:Erkeklik hormonları veya androjenik özellikler gösteren ilaçlar alan kişilerde aşırı tüylenme görülebilir.Polikistik Over Hastalığı:Bu hastalıkta yumurtalıklarda birçok kist oluşur ve erkeklik hormonları fazla üretilir. Hastalarda aşırı tüylenme, düzensiz yumurtlama, adet düzensizlikleri, kısırlık ve şişmanlık görülür.Yumurtalık Tümörleri:Nadir olarak görülen ve androjen salgılayan tümörler de aşırı tüylenmeye neden olur.Adrenal (Böbreküstü Bezi) Bozuklukları:Androjenler böbreküstü bezinde de üretilir. Böbreküstü bezlerin büyümesi fazla androjen üretilmesine ve aşırı tüylenmeye neden olur.Aşırı Kıllanmanın Nedeninin BelirlenmesiYapılan hormon testleriyle kandaki androjen ve diğer hormonların seviyeleri belirlenir. Ayrıca yapılan ultrason incelemesi ve özel radyolojik incelemelerle yumurtalık veya böbrek üstü bezlerindeki tümörler tespit edilebilir.Aşırı Tüylenmenin TedavisiKozmetik tedavi: Tüy dökücü kimyasalların kullanımı, ağda, traş vb. gibi yöntemlerle geçici olarak bu tüylerden kurtulmak mümkündür. Epilasyon kalıcı sonuç veren yöntemlerden biridir. Hormon tedavisi görecek kişilerin epilasyonu bu tedaviye eklemesi uygun olur.Tıbbi TedaviAşırı tüylenmenin tedavisinde en sık kullanılan ilaçlar doğum kontrol haplarıdır. Bu haplardaki östrojenler karaciğerde androjenlere bağlanarak onların etkisini azaltır. Diğer bir ilaç olan Spiranolakton androjenlerin ciltteki etkisini engeller. Böbrek üstü bezlerinin hastalıklarına bağlı aşırı tüylenmenin tedavisinde kortizon kullanılır. Son yıllarda GnRH analoglarıyla yeni tüy çıkması engellenir. Önceden çıkan tüyler hormon tedavisiyle dökülmez, tedavinin bitiminden sonra epilasyon uygulanarak yok edilebilir. Hormon tedavisine başlandıktan ortalama bir - iki yıl sonra ilacın dozu azaltılarak, tüylenmenin tekrarlanıp tekrarlamadığı tespit edilir ve gerekirse ilaca daha uzun süre devam edilir.
Anoreksiya Nervoza Nedir?En çok genç kadınlarda görülen, aşırı zayıflamalara yol açan ve fiziksel bir nedene bağlanamayan bir iştahsızlık. Zayıflamak amacıyla aşırı perhiz yapmak ya da duygusal bir sarsıntıya uğramak da bazen bu sonuca yol açabilir.Bunun yanı sıra hastalarda beden şemasında bir bozukluk, belirgin bir kilo kaybı ve normal beden ağırlığında kalmayı reddetme dikkati çeker. Bu kişiler normal ağırlığındayken bile kendilerini şişman hissederler. Beden ölçüleriyle aşırı ilgilenirler. Hiçbir zaman kendilerini yeterince ince görmezler. Başlangıçtaki ağırlığı en az% 25 ini yitirmişlerdir. Hiçbir zaman yaş ve boylarına uygun ağırlığı koruyamazlar. Genç kadınlarda erkeklere kıyasla daha çok görülür. Yaklaşık 20 kadına karşılık bir erkekte görülür. Her 200 ya da 250 kadında bir görüldüğü düşünülmektedir. 12 ile 18 yaş arası ilk kez ortaya çıkar. Eğer kısmi semptomları taşıyanlar düşünülürse oran daha yüksek olmaktadır. Bu bozukluklar hem fiziksel hem de psikiyatrik olarak potansiyel letalite taşırlar. Yeme bozuklukları biyopsikososyal bozukluklardır. Yaklaşım ve tedavilere multidisipliner yaklaşımlar gerektirmektedir.
Batı toplumlarında yiyeceklere, vücut kilo kontrolüne ve fiziksel görünüşe aşırı ve yaygın odaklanma bütün yaş gruplarında bu bozuklukların yaygınlığını etkilemektedir. Yeme bozuklukları özellikle kızlarda, gelişimsel güçlüklerin ifadesi için yaygın bir yoldur (özellikle geçiş evrelerinde). Yeme ve kilo kontrolü üzerine yönelme öncesinde, çekirdek gelişimsel problemlere odaklaşma tedavide başarı olasılığını artıracaktır.
Çocuk ve Ergenlerde Yeme Bozukluklarının NedenleriYeme bozukluklarında tek neden yoktur, etyoloji ile ilgili araştırmalar devam etmektedir. Sosyal, çevresel, psikolojik ve biyolojik etmenlerin karmaşık etkileşimi nedeniyle biyopsikososyal model önerilmektedir. Yeme bozukluğundaki altyapıdaki etmenler, rsik etmenleri, presipite edici etmenler ve sürdürücü etmenlerin belirlenmesi tedaviyi şekillendirmede önemlidir.Yeme Bozukluklarında TedaviYeme bozukluklarının tedavisi zorludur. Bunun için tedavi ekibinde; primer tıbbi hekim, psikoterapist, psikiyatrist ve beslenme uzmanı yer alır. Tedavide risk faktörlerinin, sürdürücü etmenlerin üzerinde de durulması gerekir. Tekrar beslenmeye başlama sırasında abdominal sıkıntılar olabilir. Kabızlık sorunu sıktır, kabızlık tedavisinde laksatif ilaçların kullanımından mümkün olduğunca kaçınılmalı, eğer gerekiyorsa lifli gıdaların yenmesi ve mineral yağlar kullanılabilir. Ancak sağlıklı yeme alışkanlığının yerleştirilmesi barsak hareketlerini düzenleyecektir.
Vücudun uç bölgelerinde, (özellikle kollarda, ender olarak bacaklarda) morarma, küçük atardamarların kasılmasının hemen ardından küçük toplardamarların ve kılcal damarların genişlemesine bağlıdır.
Temiz olmak iyidir elbette; mis kokan nevresimler, kar beyazı çamaşırlar, ışıldayan musluk başları... Düzenli olmak da öyle; her şeyin yerli yerinde olduğu tertipli bir evde yaşamak aile bireyleri için daha huzur vericidir. Ancak düzenli ve temiz bir eve sahip olmak için ödenen bedel nedir? Temizliğin, ihtiyaç olduğu için mi yoksa takıntıya dönüştüğü için mi yapıldığını nasıl anlarız?
Akrabalık ve komşuluk ilişkileri bozulabiliyor!
Çocukluğunda öfkesini, üzüntüsünü hatta sevincini belli etmemesinin daha iyi olacağını söyleyen anne-babalar tarafından yetiştirilmiş kadınlar, şayet duygularını ifade edecek herhangi bir uğraşa sahip değillerse, temizlik yaparak rahatlıyorlar. Psikiyatrist Bahadır Bakım, halk arasında‘titiz' olarak tanımlanan bu kadınların aslında‘gizli depresyon'un pençesinde olduğunu söylüyor. Psikiyatrist Bakım'a göre; hastalık derecesinde titiz olan ve temizliği hayatının odağına yerleştiren kadın, eşi ve çocuklarına yeterince zaman ayıramadığı gibi, evi dağıtırlar ve kirletirler kaygısıyla onlara baskı yapmaya da başlıyor. Günde birkaç kez toz alan, yerleri silen, evdeki her objeyi banyoda deterjanla yıkayan kadınların akrabalık ve komşuluk ilişkileri de bozuluyor. Hayatı sadece temizlik yapabildikleri sürece yaşanılır ve anlamlı bulan bu kadınlar, ev kirlenir kaygısıyla misafir kabul etmedikleri gibi, kirli bir eve tahammül edemedikleri için misafirliğe de gitmiyorlar. İnsanları genelde pasaklı ve temiz olarak iki kategoriye ayırıyor ve kendileri gibi titiz olan kadınlarla‘temizlik' üzerine saatlerce konuşabiliyorlar. Yaşadıkları hayat, çocuklarını yıkamak, evi temizlemek ve günlük ev işlerini yapmak dışında bir fiziksel ya da zihinsel faaliyete izin vermediği için üzerinde konuşacak başkaca bir konuları da olmuyor zaten. Kitap okumak, hayır işlerinde çalışmak, faydalı sohbetlerin yapıldığı gruplar içerisinde yer almak gibi etkinliklerden uzak düşen titiz kadınların birçoğu hemen her ev hanımının ilgilendiği dantel, oya, örgü, dikiş ve nakış gibi zaman isteyen ve kimi zaman evi kirleten işlere de pek yanaşmıyor.
Takıntıyla depresyon yan yana gidiyor!
Temizliğe aşırı düşkünlük çoğu zaman obsesif ve kompülsif bir bozukluktan kaynaklanıyor. Kimi kadınlar zihinlerinden bir türlü uzaklaştıramadıkları“hastalık bulaşacağı saplantısı''na karşı sürekli yıkanma ve temizlenme davranışı geliştiriyor. Psikiyatrist Bahadır Bakım, sıkıntı veren, içsel kirlilik duygularından kurtulmak için aşırı temizlik faaliyetinde bulunan birçok kadının, sırf uzun süren seremoniler yüzünden sadece sosyal hayatlarında değil cinsel yaşamlarında da sıkıntıya düştüklerini söylüyor. Takıntılı kişileri genellikle duygularını açığa vurmayan sıkıntılı insanlar olarak tanımlayan Psikiyatrist Bakım,“Sorunlarını ne konuşarak, ne bağırarak ne de ağlayarak dile getirirler. Onun yerine‘kötü bir şey' olacağı kaygısıyla, el yıkama, ocağı, ütüyü sık sık kontrol etme gibi tekrarlanan davranışlar geliştirirler.” diyor. Obsesif-kompülsif bozuklukla depresyon çoğunlukla yan yana yürüyor ve birbirini tetikliyor. Titizlik hastası kadınlar kendilerine, çocuklarına, eşlerine ve yakınlarına rahatsızlık verdiklerinin farkına varıp da bu davranışı terk edemediklerinde depresyona girebiliyor.
Çocuklar da etkileniyor!
Titiz kadınların çocukları yetişkin bireyler olduklarında ya anneleri gibi titiz oluyor, ya da baskıdan bunaldıkları için dağınıklığı tercih ediyorlar. Psikiyatrist Bakım, annelerine benzemeye çalışan kız çocuklarının titizliği seçmesini daha muhtemel görüyor. Eşlerinin davranışından şikayet eden babalarını örnek alan erkek çocuklar ise çoğunlukla temizliğe karşı tavır alıyor, ya da baskıyla büyümekten dolayı önlenemeyen öfke nöbetleri geçiriyorlar. Titiz annelerin çocukları 0-6 gibi önemli bir yaş diliminde verilmesi gereken anne eğitiminden de mahrum büyüyor. Çocuklarına sık sık banyo yaptıran, yerlere dökmemesi için yemeklerini kendi eliyle yediren, oyuncaklarıyla oynamalarına izin vermeyen takıntılı anneler, tüm zamanlarını temizliğe ayırdıkları için, parka gitmek, kitap okumak, evcilik oynamak gibi çocuğun duygusal ve zihinsel dünyasını geliştirecek etkinliklere de vakit bulamıyorlar. Ancak‘titizlik' ister gizli bir depresyonun isterse obsesif-kompülsif bozukluğun belirtisi olsun, bir ilaç ve terapi desteğiyle normal bir hayata kavuşmak mümkün. Yeter ki, kadın gün boyunca sadece temizlik için çırpınmanın pek de normal bir davranış olmadığını kabul etsin...
iştah kaybı ve bunun sonucunda ortaya çıkan kilo kaybı.
Kafatasında artkafa (oksipital) bölgesinin anormal bir gelişmeyle yükseldiği oluşum bozukluğu.
Terin salgılanması insanlarda sinir sisteminin sempatetik denilen kısmının çalışması ile ilgilidir.Toplumun% 1'inde bu sistem aşırı düzeyde çalışmaktadır. Bu durumun nedeni tam bilinmemektedir ve doğuştandır.Özellikle stresli durumlarda bu sistem aşırı çalışmaktadır.Genel olarak terleme, kış aylarında daha az rahatsız edici olmaktadır. Bunun dışında tiroid bezinin aşırı çalışması, böbrek üstü bezinden kaynaklanan bazı hastalıklar, şişmanlık, menopoz, ağır psikiyatrik hastalıklar ve bazı kanserlerin tedavisinde kullanılan hormonlar aşırı terlemeye yol açabilmektedirler.”