Sağlık & Spor Terimleri Sözlüğü
Nefes borusu (soluk borusu) veya trakea, vücutta solunan havanın geçtiği, boru şeklinde bir organdır. Omurgalılarda trakea havanın boğazdan akciğerlere geçişini sağlarken, omurgasızlarda dışarıdaki havayı doğrudan iç dokulara ulaştırır.Soluk borusu, gırtlağın altındadır, on iki santimetre boyundadır. Altıncı boyun omuru hizasında gırtlaktan başlar. Dördüncü sırt omurunda ikiye ayrılarak bronşları yapar. Arkası düz silindirik bir borudur. Arka duvarı zardan, diğer duvarları yarım halka biçimi üst üste dizilmiş kıkırdaklar, kas ve zardan yapılıdır. Soluk borusunun içini örten mukoza hava ile gelen küçük yabancı cisimlerin dışarıya atılması için, titrek tüylü hücrelerle döşelidir .Bronşlar, soluk borusunun ikiye ayrılmasından doğanlar, soluk borusunun yapısındadırlar, yalnız kıkırdakları daha düzensizdir. Her biri bir akciğere girer, sağ bronş daha ince, daha kalın daha kısa daha diktir; sol bronş daha ince, daha uzun ve daha yataydır. Bronşlar akciğerde ince dalcıklara ayrılırlar. Akciğer, göğüs boşluğunda sağ ve solda iki tanedir. Sağ akciğer, üç sol akciğer iki lobludur. Her akciğer tabanı diyaframda olan birer yarı koni biçimindedir. Dış ve iç iki yüz bir taban bir de tepeleri vardır. Akciğere giren çıkan yapılar iç yüzün ortasından girerler. Buraya akciğer atardamarları, akciğer toplardamarları, akkar yolları,sinirler girer ve çıkarlar. Bronşlar içi hava ile dolu alveol denen keseciklerde biterler. Bu keseciklerin duvarlarında kılcal damarlar yayılır. Plevra, akciğerin dış yüzü ile diyafrağmanın üst yüzünü arasız örten seröz bir zardır. İç ve dış iki yaprağı arasında plevra boşluğu adı altında nemli ve kaygan boşluk vardır. Böylece, akciğerin solunum sırasında şişip küçülmesi kolaylıkla sağlanmış olur.
Sinir liflerini çevreleyen miyelin() kılıfının temel yapıtaşı olan sfingomiyelinin içerdiği aminoasit.
Hastalık sonucu hasar görmüş salpenkslerde (Fallop borusu) döllenmeyi engelleyici biçimsel bozukluğu düzeltmeye yönelik girişim.
Havanın dış ortamdan akciğerlere girdiği solunum evresi. Göğüs kafesinin genişlemesi sonucunda havanın vücuda alınmasıyla gerçekleşir.
Atardamar kan basıncının ölçülmesi.
Safen toplardamarının kesilip çıkarılması ile yapılan cerrahi girişim.
Embriyonun ilk gelişim evrelerinde, koryon() ile onun içinde asılı halde yer alan amniyon ve vitellus adlı iki kese arasında bulunan boşluk.
Atardamar nabzının kaydedilmesi.
Bacağın büyük ve küçük iki yüzeysel ana toplardamarı.
Deri ve mukozaların renginin gözle görülebilir biçimde solması.
Kanda, sferosit adı verilen küremsi alyuvar sayısının artmasıyla ortaya çıkan hastalık durumu.
Alman psikolog R. von Krafft-Ebing'in mazoşist ve sadist sapıklığın bileşimini belirtmek için kullandığı terim.
Bacak arkasında yer alan bir kas.
Normalde alyuvarlar bikonkav (her iki yüzü içbükey) disk biçimindedir.
Solaryum makinelerinin üretim amacı, güneş ışığının insanların üzerinde yarattığı, sağlığı geliştiren etkileri yapay yolla elde edip insanlığın hizmetine sunmaktır.Güneş ışınları, görülebilen orta dalga boyundaki gün ışığı ile gözle görülemeyen enfaruj ve ultraviyole ışınlarının birleşiminden meydana gelir.Solaryum makinelerinin amacı da aynı biyolojik mekanizmayı harekete geçirmektir. Solaryum ile bronzlaşma, güneş ile aynı etkilere sahiptir. Solaryum ışınların optimal fayda sağlayacak şekilde kombine ve filtre edilmiş olması aradaki tek farktır.