Sağlık & Spor Terimleri Sözlüğü
Karaciğerde Üretilen ve farklı biyolojik etkinlikleri yerine getiren düşük molekül ağırlıklı (7.000-11.000) peptit grubu.
Bireyin kendi fiziksel varlığına ilişkin kavrayışında (bak. somatognoz) beyin kabuğundakİ bütünleştirme işlevinin aksamasıyla ortaya çıkan bozukluk.
Ani başlayan idrar yaparken sızlama, çok sık idrara çıkma, aniden idrar hissi gelmesi ve göbek altında ağrı ile karakterizedir. Kadınlarda sık görülür.
Ortalama uzunluğu 10 cm, genişliği 3 cm olan küçük kese biçimli bir organ.
İnsanın bir kaygısını "dönüştürme" ve bedensel düzeyde yansıtma süreci.
Safra Yolları (Safra Kanalları)Safra kanalları ve karaciğer taslağı, 3mm. lik embriyoda önbarsağın ventral tarafında beliren bir divertiküldür. Bu divertikülün kra-nial parçasından karaciğer oluşur; kaudal tomurcuktan pankreasın ventral kısmı, inter-medier tomurcuktan ise safra kesesi gelişir. Başlangıçta içi boş olan hepatik divertikül, daha sonra kanalları teşkil etmek üzere kanalize olan solid bir hücre kitlesi halini alır. En küçük kanallar olan safra kanalikülleri ilk olarak, ileride tüm karaciğere yayılacak olan primitif hepatositler arasında bazal bir ağ olarak görülür (Şekil 27-1). Çok sayıda mikrovülus kanaliküler yüzeyin alanını artırır. Buradan salgılanan safra, interlobüler duk-tulilere (Hering kanalları) ve lober kanallara, sonra da hilustaki hepatik kanala geçer. Çoğu vakalarda D.Hepatikus Comminus münferit sağ ve sol kanalların birleşmesiyle oluşur fakat bireylerin%25′inde sağ kanalın önce arka bölümleri sol kanalla ayrı ayrı birleşirler. Hepaticus Comminus'un başlangıç yeri karaciğere yakındır fakat daima dışındadır. D.Hepaticus Comminus koledok kanalını oluşturmak üzere D.Cysticus'la birleşmeden önce yaklaşık 4 cm. ilerler. Koledok kanalı hepa-toduodenal ligamentin içinde başlayıp duode-numun I. kısmının arkasından geçer ve duo-denuma açılmadan önce pankreasın arka yüzündeki bir olukta seyreder. Son 1 cm.si duodenum duvarına yapışıktır. Koledok kanalının total uzunluğu 9 cm. (3.5 ine) civarındadır.Bireylerin%80-90′ında D.Pancreaticus yaklaşık 1 cm. uzunluğunda ortak bir kanal oluşturacak şekilde koledok kanalıyla birleşir. Kanalın intraduodenal segmentine-burada herhangi bir lümen genişlemesi olmadığından yanlış adlandırma sonucu olsa gerek-hepato-pankreatik ampulla yada Ampulla Vateri denir.Safra kesesi karaciğerin alt yüzünde sağ ve sol lobları ayıran oluğa yapışmış vaziyette bulunan armut şeklinde bir organdır. Fundus karaciğer kenarını 1-2 cm. aşar ve D.Cysticus yada koledok kanalı tıkandığında sıklıkla palpe edilebilir. Safra kesesi nadir olarak tamamen peritonla örtülüdür fakat bu varyasyonun mevcudiyetinde, torsiyon yoluyla infarktüs gelişimi için predispozisyon'söz konusudur. Safra kesesi tam dolduğunda 50 mi safra alır. Kesenin boyun kısmı gittikçe ince-lerek koledok kanalıyla birleşen D.Cysticus'a dönüşür. D.Cysticus'un tümeninde ince bir mukoza septumu vardır. Heister'in spiral valvi denen bu oluşum safra akımına karşı hafif bir direne oluşturur. İnsanların%75 inde D.Cysticus bir açı yaparak koledok kanalına girer, geri kalanlarda hepatik kanala parelel seyreder yada birleşmeden önce koledok kanalı etrafında döner (Şekil 27-2).Hepatoduodenal ligament içinde A.Hepa-tica Koledok kanalının solunda, V.Porta arka ve iç tarafında seyrederler. Sağ hepatik arter genellikle hepatik kanalın arkasından geçip karaciğerin sağ lobuna girmeden önce A.Cystica'yı verir fakat varyasyonlar sıktır.şekilde olmak üzere farklılıklar gösterir. Safrakesesi mukozası organ kollabe olduğunda belirgin kıvrımlar oluşturur, gerilme esnasında bu kıvrımlar düzelir. Kese mukozasının lümene bakan yüzü mikrovilluslarla kaplıdır. Su ve elektrolit absorbsiyonunda önemli rolleri olan geniş kanallar mukoza hücrelerini birbirinden ayranlar.Kanalların duvarları az miktarda düz kas içerir fakat koledok kanalının sonlandığı yer kompleks bir sfinkter adelesiyle kaplanmıştır. Safra kesesi müskülatürü longitidünal ve spiral liflerin oluşturduğu birbirini çaprazlayan demetlerden müteşekkildir.Safra kanalları parasempatik ve sempatik sinirler alır. İlki safra kesesine motor, kanal epiteline sekretuar lifler getirir. Sempatik sinirler içindeki afferent lifler safra koligi ağrısını taşırlar.kaynakça:http://www.hastane.com.tr/
Genellikle iç organlarda olmak üzere vücudun herhangi bir yerinde bir şeyler olduğu şeklinde yanlış algılama. İlgili duyu organlarını ilgilendiren bir dış uyaran olmaksızın ortaya çıkan, gerçek bir algıymış gibi duyumsanan duyusal bir algıdır. Kişinin hallüsinasyonlara karşı içgörüsü olabilir ya da olmayabilir. Uykuya dalma sırasında görülenler hipnogojik, uykudan uyanma sırasında görülenlere ise hipnopompik hallüsinasyonlar denir. Hallüsinasyonların basit (elementer) ve karmaşık (komplex) tipleri vardır.
Yüksek sıcaklıklarda özellikle yaşlı insanlarda görülen bir sendromdur.
Safra kesesinden ince bağırsağa salgılanan ve yağların misellere (küçük partiküller) dönüşümünü sağlayan biyokimyasal maddeler.
Vücudun iç organlar dışındaki "çatısına" ilişkin yapılan belirten genel terim.
Kan akımını artırıp ağrıyı azaltmak adına uygulanan komprestir.
Ağız, burun, boğaz ve bademciklerin iltihaplanmasına üst solunum yolu enfeksiyonları denir. Soğuk algınlığı, üşütme diye bilinen nezle, farenjit ve çocuklarda çok sık gördüğümüz tonsillit üst solunum yollarında bulunan ve hastalık yapan mikropların soluk borusu ve akciğerlerle, akciğer içi hava yollarını iltihaplandırmasına alt solunum yolu enfeksiyonları denir. Solunum yolu enfeksiyonları Türkiye'de çocuk hastalıkları ve ölümlerinin ana sebeplerindendir. Solunum yolu hastalıkları daha çok kış ve bahar aylarında soğuğun vücut direncini düşürmesi ile, solunum yollarının mikroplar tarafından iltihaplanmasıyla meydana gelir.Solunum Yolu Enfeksiyonlarının Risk Faktörleri Nelerdir?Beslenme bozukluğu olan çocuklarda vücudun savunma sistemi bozulduğu için basit bir soğuk algınlığı kolayca zatürreye dönüşmektedir.Erken doğan veya düşük doğum ağırlıklı bebeklerde zatürre nedeniyle olan ölümler daha fazla görülmektedir.Sigara kullanan ailelerin çocuklarının kullanmayan ailelerin çocuklarına göre 2 kat daha fazla solunum yolu enfeksiyonlarına yakalandıkları görülmektedir. Hava kirliliğininde solunum yolu enfeksiyonları riskini attırdığı tespit edilmiştir.
Çevredeki sıcaklığın aşın düzeye çıkması ve vücudun ısı kaybı süreçlerinin bozulması nedeniyle gelişen hastalıklı durum.