Sağlık & Spor Terimleri Sözlüğü
Kafatası tabanının ön orta bölümünde yer alan kemik.
Hareketlerde, ince işlerde ve algılamalarda (işitsel, görsel vb) kendiliğinden vücudun sol yansını kullanmayı yeğlemeyle belirlenen durum.
Sezaryanla doğum bebegin anne karnından uterus açilarak çıkartılmasıdır. Annenin ve bebegin sağlığını tehdit eden her durumda veya vajinal yolla doğumun imkansız olduğu durumlarda sezaryan ile doğum yapılır.Sezaryan doğum ameliyatı dünyanın bilinen en eski ameliyatlardandır. Tıbbın ve teknolojinin de ilerlemesi ile sezaryan ameliyat teknikleride daha çok gelişmiştir. Ameliyatların mikropsuz koşullarda yapılması, kan verilebilmesi, kuvvetli mikrop kırıcı ilaçlar, modern cerrahi malzeme ve genel anestezi vermeden belden yapılan uyuşturma sayesinde ameliyatın tehlikesi daha aza indirilmis, nerdeyse normal doğum kadar tehlikesiz olmuştur.Normal koşullarda sezaryan doğum ameliyati 45 dakika kadar sürer. Bebek ameliyat başladıktan 10 dakika sonra çıkarılır daha sonra kesilen katlar dikilir. Bebege ulaşmak için ciltten başlayarak 8 kat tabaka kesilmekte ve daha sonra tekrar dikilmektedir.Bu tabakalari siraliyacak olursak:Cilt,Cilt altı yağ dokusu,Kasların koruyucu kılıfı,Kas tabakası,Karın iç zarı,Uterus zarı,Uterus kası,Amnion zarıdır.Sezeryan Gerektiren Durumlar:Sezaryan ile doğum kararı gebelik muayeneleri sırasında verilebileceği gibi, doğumu indüksiyon (suni sancı) ile başlatma girişimi başarısız olduğunda, veya doğum başladıktan sonra da verilebilir. Bebeğin vücudu çıkana kadar herhangi bir dönemde normal doğumdan vazgeçilerek bebeğin sezaryan ile doğması kararı verilebilir!1- Fetal Distres: Sezaryan kararı en sık doğum başladıktan sonra doğumun ilerlememesi ve fetal distres geliştiği durumlarda verilmektedir.2-Placenta Previa: Plasentanın serviksi tümüyle veya kısmen kapatmasıdır. Kısmi kapatma durumlarında doğum esnasında serviks açılırken çok kanama olabileceğinden, tümüyle kapatma durumunda ise bebek hiçbir şekilde kanala giremeyeceğinden doğum mutlaka sezaryanla gerçekleştirilir.
Tanı 36. gebelik haftasından sonra yapılan ultrason incelemesiyle konur. Bazı gebelerde gebeliğin erken dönemlerinde yapılan ultrasonlarda plasentanın servikse yakın yerleştiği, bazen de serviksi tümüyle kapattığı gözlenebilir. Bu dönemlerde sezaryan kararının hemen verilmesi doğru değildir, zira gebeliğin sonlarına doğru (36. gebelik haftasına kadar) plasenta uterusun büyümesiyle yukarı çıkarak normal yerleşimine ulaşabilir.3-Bebeğin'Ters' veya'Yan' DurmasıFetuslar gebeliğin erken dönemlerinde sıklıkla yan veya makat pozisyonunda (baş yukarıda) dururlar ve pozisyonlarını sık sık değiştirirler. Belli bir gebelik haftasından sonra, özellikle de 36. gebelik haftasından sonra bebek yeri daraldığından pozisyonunu değiştirmesi zorlaşır. 36. gebelik haftasından sonra bebeğin uterus içinde enlemesine durması sezaryan için mutlak bir neden teşkil eder. Makat (baş yukarı) ile gelen fetusların dikkatli bir inceleme sonrasında vajinal doğumuna izin verilebilir. Fakat önde gelen kısım (yani doğum kanalına ilk giren kısım) ayak ise doğum mutlaka sezaryan ile gerçekleştirilir. İlk doğumunu yapacak anne adaylarında makat (baş yukarı) gelişi ile doğum mümkün olmakla beraber bebeğin doğumu esnasında oluşabilecek muhtemel riskler yüzünden sezaryan ile doğum sıklıkla uygulanmaktadır.4-İri BebekDoğumu yakın olan bir bebeğin ultrason ve klinik incelemelerle 4500 gr'dan daha ağır olduğunun saptanması durumunda sezaryan ile doğum tercih edilir. Ortalama bir boyda ve kiloda olan bir anne adayında iri bebekte doğum birinci veya ikinci evresinde anne adayı veya bebekte istenmeyen bazı durumlar oluşabilir. Bunlar arasında en sık görülenler doğumun ilerlememesi ve ikinci evrenin sonunda omuz takılmasıdır. Bu risklerin gerçekleşmesini önlemek için sezaryanla doğum tercih edilebilir.5-Pelvis Darlığı (Çatı Darlığı)Bu duruma genellikle anne adayının çocukluk çağında geçirdiği ve kemik pelvis yapısını bozan hastalıklarda rastlanır. Tereddütlü durumlarda antenatal dönemde yapılan dikkatli bir pelvik muayene ile tanı koyulur. Pelvis yapısı uterus (rahim) içindeki bebeği doğurmaya uygun değilse sezaryan ile doğum kararı verilir.6-Herpes Simpleks EnfeksiyonuHerpes simpleks virüsü (HSV) enfeksiyonunun bulaştırıcılığının devam ettiği dönemde anneden bebeğe doğum esnasında virüs bulaşma riski vardır. HSV bebekte ciddi santral sinir sistemi enfeksiyonuna sebep olabileceğinden doğum sezaryan ile gerçekleştirilir. Fakat bazen sezaryan bile bulaşmayı engelleyemeyebilir.7-Daha Önce Sezaryanla Doğum Yapmış Olanlar8-Doğum Kanalını Tıkayan Myomlar veya Kanalda Yer Alan Aiğer KitlelerDoğum kanalına yerleşmiş büyük miyomlar veya diğer kitleler, nadiren de perinede yer alan HPV enfeksiyonuna bağlı büyük kondilom lezyonları bebeğin kanaldan geçişine ve doğumuna engel teşkil edebilir.9-Anne Adayının Doğumun İkinci Evresinde Ikınmasının Sakıncalı Olduğu DurumlarBazı kalp ve beyin hastalıkları olan anne adaylarında kafa ve karın içi basıncını artıran ıkınmalar sakınca teşkil eder. Bu durumda anne adayı hastalığın uzmanı ile konsulte edildikten sonra doğum sezaryan ile gerçekleştirilir.10-Bebekteki Bazı AnomalilerBebekte yaşamla bağdaşan fakat doğum kanalından geçişi engelleyecek omfalosel, hidrosefali gibi fiziksel kusurlarda sezaryan tercih edilir. Doğan bebeğe ilgili uzman doktor tarafından kısa zamanda müdahale yapılır.11-Diğer DurumlarYukarıda sayılanlar daha doğum başlamadan önce sezaryan kararı verilen durumların tümüne yakınını kapsar. Bunun dışında bebekle veya anne adayıyla ilgili gebeliğin seyrininde sezaryan kararı verilen nadir durumlar da mevcuttur.Vajinismus (vajina girişinin kasılarak penisin girişine izin vermemesi - Bu durum vajinal muayene ile doğumun takibi imkansız kılacağından sezaryan için bir sebep teşkil eder) bunlardan biridir. Tedaviye dirençli vajinismus olgularında son çare olarak sezaryana başvurulur. Vajinismus dışında anne adayında normal doğumu engelleyecek psikiyatrik bozukluklar, anne adayının normal doğumdan çok korkması ve ikna edilememesi sezaryan ile doğum kararı verilmesinde etkili olur.Diğer bir grup elektif sezaryan ise, kesin ve bilimsel bir gerekçe olmamasına karşın doktorların bebek sağlığı için daha uygun olacağı hissini taşımalarıyla uygulanan sezaryanlardır. Uzun süren bir'kısırlık' döneminden sonra IVF (tüp bebek) veya diğer yöntemlerle gebe kalan, daha önceden çok sayıda düşük veya erken doğum kayıpları sebebiyle çocuk sahibi olamayan, daha önce gebelik veya doğum esnasında bir veya daha fazla sayıda bebeğini kaybeden anne adaylarına çoğunlukla sezaryan ile doğum önerilmekte ve bu öneri anne adayı tarafından da genelde olumlu karşılanmaktadır. Burada temel düşünce anestezi ve sezaryanın anne adayına getirdiği riskin normal doğumdan çok daha fazla olduğunun bilinmesi, fakat zorluklar sonunda elde edilen bebeğin canlı doğmasının garanti altına alınması için bu risklerin kabullenmesidir. Riskli olmayan bir gebelikte büyük oranda vajinal yoldan doğum anne ve bebek için en uygun olanıdır.Sezaryan ile doğumun elbetteki çok önemli avantajları vardır: Plasenta previa olgularında vajinal yoldan doğum girişimini anne ve bebek için ölümle sonuçlanması mutlaktır ve bu durumda uygulanan sezaryan hayat kurtarıcıdır. Bu konuda kimsenin bir yorum yapması söz konusu değildir. Üzerinde durulması gereken konu vajinal yoldan doğması mümkün olan bebeğin sezaryan ile doğurtulmasında bebek sağlığını korumada olumlu etkisi olup olmadığının tam bilinmemesidir.Böyle durumlarda da sezaryan önemli avantajlar sağlayabilir: bebek her türlü yoğun bakım şartları hazırlandıktan ve gerekli koşullar yerine getirildikten sonra sezaryan ile planlı bir şekilde doğurtulur. Vajinal doğumda ise doğum şartların tam uygun olmadığı beklenmedik bir zamanda olabilir. Sezaryanda bebek olgun olduktan hemen sonra (39. haftada) doğurtulur. Doğum başlaması beklendiğinde ise gebelik süresi 42. haftaya kadar uzayabilir. Bu ek 3 hafta içerisinde bebek beklenmedik bir şekilde ölebilir. Bu sayılan durumlar çok nadir rastlanan durumlardır. O yüzden sezaryan yalnızca kesinlikle gerekli olan durumlarda (previa gibi) uygulanmalıdır. Kesin gerekli olmayan durumlarda ise anne adayları ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanının doğum şekli konusundaki hissi ve tecrübeleri doğum şekline karar verilmesi konusunda ön plana alınmalıdır.Sezaryan aşırı ve gereksiz yere yapıldığında normal sürecin tersine gidildiğinden kitlesel düzeyde bakıldığında anne ve bebek hayatına olumsuz etkide bulunması kaçınılmazdır.12-Elektif Sezaryan UygulanmasıDoğumu sezaryanla gerçekleştirme kararı daha doğum başlamadan önce, antenatal incelemelerin herhangi birinde verilebilir. Elektif (acil olmayan) sezaryan adını alan ve randevu verilerek gerçekleştirilen bu uygulama aşağıdaki durumlarda tercih edilir.Sezaryan ile doğumu elektif olarak gerçekleştirmek için anne adayının gebelik haftası kesin olarak belirlenmiş olmalıdır. Diabet gibi bebeğin akciğerlerinin geç olgunlaştığı durumlar hariç, 39. gebelik haftasından sonra bebek olgunlaşmış kabul edilir. Bu sebeple elektif sezaryan sıklıkla 39. gebelik haftası içinde uygulanır. Gebelik haftasının kesin olarak belli olmadığı durumlarda nadir de olsa akciğerleri olgunlaşmamış prematüre bir bebek doğurtulma riski vardır.13- Gebeliğin seyrinde bazen doğumun başlamamasına rağmen acil sezaryan kararı verilen durumlar da vardır.
Bunlar genellikle beklenmedik durumlardır. Bebeğin kalp seslerinin bozulmuş olması ve fetal distres ortaya çıkması, ablatio gelişmesi (plasentanın erken ayrılması) veya nadiren suların gelmesi esnasında kordonun sarkması durumunda doğum başlamadan acil sezaryan uygulanır.14- Doğumun başlatılma girişimlerinin başarısız olması (başarısız indüksiyon girişimi) durumunda sezaryan kararı verilmesi
Beklenen doğumun başlamadığı durumlarda anne adayına serviksi olgunlaştıran ilaçlar ve suni sancı verilir. Buna indüksiyon adı verilir. İndüksiyon doğumu başlatmada başarısız olursa sezaryanla doğum gerçekleştirilir. İndüksiyon en sık miad geçmesinde uygulanır. Anne hayatının veya bebek hayatının tehlikede olduğu durumlarda da (ağır preeklampsi ve fetal distres gibi) fetus miadında olmasa bile indüksiyonla doğum başlatılmaya çalışılır.Sezeryan Nasıl Yapılı?Sezaryen ameliyathanede yapılan cerrahi bir müdahaledir.Önce bebeğin alınacağı bölgenin tüyleri traş edilir.Lavman yapılır.Üzerinizdeki herşeyi çıkarıp ameliyat önlüğü giydirilir.Sedye ile ameliyathaneye alınırsınız.İçeride müdahalenin yapılacağı yere yatırılırsınız ve biraz sohbet edersiniz, bu heyecanı yatıştırmak için yapılan zarif bir davranıştır.Anestezi yapılır ve siz artık hiçbirşey duymazsınız.Doktor karın derisini dezenfekte eder ve cerrahi müdahele ile bebeğiniz dünyaya gelir.Toplam süre 45-60 dk sürer.Sezeryan Neden Tercih Ediliyor?Sezaryen ile doğumun tarihi belirlidir, ne zaman ne yapılacağı bilinir.Günümüzde artık teknik ve anestezi çok ilerlemiştir ve cerrahi müdaheleden korkulacak bir durum yoktur.Estetik bir sakınca söz konusu değildir çünkü kesme işlemi pubis tüylerinin altında, aşağıda ve enlemesine yapılır.Normal doğum sancısının anne adaylarını korkutması. Sezaryen ile doğum sancısı çekilmez.Normal doğum sırasında apış arasında olabilen yırtılma veya hekimin gerekli gördüğü için yaptığı yarma işlemi sezaryende olmaz.Sezeryandan SonraMüdahaleden birkaç saat sonra kendinize gelirsiniz ve hemen görmeniz için bebek yanınıza getirilir. Daha sonra dokuz ay boyunca merak ettiğimiz minik bebeğinizi ilk kez emzirirsiniz. Sezeyan emzirmeyi engellemez.Ağrılarınız varsa PCA aleti ile vücudunuza belli bir dozu aşmayacak şekilde, ağrı duyduğunuz vakit ağrı kesici verebilirsiniz. Bu yöntemle ameliyat sonrası çekilen ağrılar tamamıyla ortadan kaldırılabilir.İlk gün bir şeyler yemek ve içmek yasaktır.İlk günün akşamında hemşire sizi küçük bir yürüyüşe çıkarır. Odanın içinde yapılan bir yürüyüştür bu . Şunu unutmayın ki ne kadar çok hareket ederseniz o kadar çabuk iyileşirsiniz. Tabii bu ilk yürüyüş ve sonrakiler acı verecektir ama bu söylendiği kadar dayanılmaz değildir.İkinci gün sadece sıvı yiyecekler alabilirsiniz.Üçüncü gün istediğiniz her şeyi yiyebilirsiniz ve artık eve dönme zamanı gelmiştir...Normal doğuma oranla iyileşme süresi biraz daha uzundur fakat 3-4 hafta sonra tamamen iyileşmiş olacaksınız.
Hastada nefes darlığı ve kuru öksürük vardır. Geceleri daha zor nefes alır. Çarpıntı, baygınlık ve terleme görülebilir. Buna kalp astımı adı verilir. Nedeni; aort veya mitral kapaklarının hastalanması veya koroner rahatsızlığıdır.
Karın ön duvarı ve dölyatağı duvarında açılan bir kesiy-le bebeğin ve etene, göbek kordonu, amniyon zan gibi eklerinin çıkarılmasına dayanan cerrahi girişim.
Meydana geldiği gen üzerinde, daha sonra bugen tarafından üretilecek proteinin fonksiyonunu değiştirmeyen mutasyonlardır (etkisiz mutasyon).
Bir verem odağından kaynaklanan akıntının, bir vücut boşluğu içinde toplanmasıyla oluşan apse (bazı mantar enfeksiyonlarına bağlı olarak da gelişebilir).
Bir organizmanın sap, gövde ve pedisel gibi yapıları olmaksızın doğrudan bir yere oturması (Örneğin deniz tabanına oturması).
Saç transplantları sadece, kendi donör bölgelerinizden alınacak kendi saçınızın aktarılmasıyla ya da aynı yumurta ikizleri arasındaki aktarımla yapılabilir. Aksi halde vücudunuz aktarılan saçı, dokuyu ya da folikülü reddeder.İleri derecede erkek tipi kelliğe sahip olanların başlarının arkasındaki ve yanlarındaki saçlar biraz azalmakla beraber dengeli bir şekilde dağılmış olarak kalır. Bu bölgeler, donör saçın alındığı donör bölgeler'dir. Buralardan alınan saç, kafa derisinin diğer bölgelerinde doktorun ameliyat aletleri ile açtığı çok küçük yarıklara yerleştirilir.Aktarılan saça, saç foliküllerine ve onları çevreleyen dokuya ve deriye parça (graft) denir.
Soğuk algınlığı, rinovirüs adı verilen bir çeşit çok küçük mikropların neden olduğu, yılın her mevsiminde rastlanan, çok bulaşıcı, salgınlar yapabilen bir hastalıktır. Genellikle hafif seyreder ve kendiliğinden geçerse de, vücut direnci düşük ve bağışıklık sistemi zayıf kişilerde sinüzit, zatürree ve orta kulak iltihabı gibi önemli bakteri enfeksiyonlarına yol açabilir. Astımlılarda astım krizinin başlamasına neden olabilir.Hastalık ani olarak boğaz ağrısı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, aksırık gibi belirtilerle başlar. Gözlerde sulanma, kızarma, batma vardır. Hafif öksürük ve kırgınlık sık olarak bulunur. Ateş genellikle yükselmez. Hastalık olağan durumlarda 7 gün içinde tamamen geçer.Soğuk algınlığı tedavisinde amaç, hastalıktan korunmak olmalıdır. Özellikle küçük bebekler, yaşlılar, astım ve kronik bronşitliler ve bağışıklık sistemi iyi olmayanlarda soğuk algınlığını takiben ciddi hastalıklar ortaya çıkabilir. Temizlik kurallarına çok dikkat edilmeli, ellerin göz ve burunla teması önlenmelidir.
Özellikle el ve ayak eklemlerine komşu olarak yerleşmiş ve çevresi kiriş, bağ ya da eklem kapsülüyle bir zarf gibi sarılmış kemikleri belirten genel terim.
Uzmanlar, biraz maliyet getirecekse de şişelerde satılan suların saç yıkamada kullanılabileceğini ve bunun Sağlıklı olduğunu belirtti.Eskiden yağmurlu günlerde kadınların kovalar içersinde yağmur Suyu biriktirip, saçlarını o Su ile yıkadıklarını ifade eden uzmanlar, şimdi ise evdeki musluktan 24 Saat su aktığını ve bunun büyük bir kolaylık olduğunu belirtti.Çaydanlıkların dibi ve çevresine yapışarak kalınlaştıran ve kireç bağlatanın, Suyun içindeki Mineraller olduğunu ifade eden uzmanlar,'Sular mikroplardan arındırılmak amacı ile klorlanırlar. Hastalık riski olduğunda Klor oranları da yükseltilir. Bazı bölgelerde klor miktarı daha fazladır. Sudaki Mineraller sağlık açısından tehlikeli değildir. Yararları da vardır. Ama aşırı klor sağlık açısından yararlı değildir. Saçların Klorlu sularla yıkanması saçlarda renk bozulmalarına, kolay kırılganlığa ve matlığa neden olur. Minerallerden zengin sularda saçlarda matlaşmalara neden olur' ifadelerini kullandı.Saçların yıkanmasında saf su kullanan kişilerin, çok olumlu sonuçlar alabildiği ifade edildi. Uzmanlar, saçların yıkanmasında saf suyun ideal olduğunu ifade ederek,'Ancak kolay bulunmaması ve pahalı olması nedeniyle yaygın olarak kullanılmazlar. Yağmur suyu saf su olarak düşünülebilirdi. Hava kirliliklerinden sonra yağmurlarda Asit ve kimyasal partiküller taşıyan bir yapıya büründü. Bu şekli ile günümüzde çok önerilmezler. Bazı uzmanlar 'İçmediğiniz suyu, saçınıza asla kullanmayınız' diye konuyu özetlemişlerdir. İçme suları daha az Mineral içerirler ve saf suya daha yakın haldedirler. Şişelerde satılan Sular saç yıkamada da kullanılabilir. Belki biraz maliyet getirecekse de sonuçlar yüz güldürecektir. Suların değişik filtrelerden geçirilmesi de daha yüksek kalitede suların eldesini sağlar' açıklamasında bulundu.Uzmanlar, suyun ısısının da önemine değinerek, şunları söyledi:'Saçların yıkanmasında oda sıcaklığındaki suların kullanılması önerilir. Belki de bazı kişiler saçlarını iyice temizleyebilmek amacıyla dayanabilecekleri en yüksek ısıda sular kullanıyorlardır. Bu çok yanlıştır. Saçlı deriye Sıcak suların uygulanması bu bölgede bulunan, derinin nemini ve cildin bütünlüğünü koruyan yağların daha kolay uzaklaştırılmasına neden olur. Ayrıca ısı karşısında ciltteki por (delikler) genişler ve saçların cilt altındaki derinlikleri minimuma iner. Bu durumda dayanıklılıkları azalır. Banyo sonrası sert bir kurulamada, veya fırçalamada saçların kopmasına neden olabilir. Günümüzde kolaylıkla bulunan temizleyici şampuanların dayanacağınız en serin su ile uygulanması saçlarınıza güç verecektir.'
Gırtlakta sesi meydana getiren küçük kıvrımlar.