Sağlık & Spor Terimleri Sözlüğü
Dokularda olağan dışı hava ya da gaz bulunması durumu.
Gudde dokusundan kaynaklanan kötü huylu tümörlere verilen genel ad.
Beyin ve omuriliği saran üç zardan biri olan araknoit zann (Örümceksizar) iltihaplanması.
KOAH akciğerin zararlı gaz ve partiküllere karşı anormal enflamatuar yanıtı sonucu ortayaçıkan tıkayıcı ve ilerleyici bir akciğer hastalığıdır. Ekspirium (nefes verme) sırasında havayollarında ortayaçıkançökme ve aşırı bronşial ifrazat havayollarında daralmaya neden olarak hava akım hızını azaltmakta ve bu olay sürekli olarak şiddetini arttırarak hastanın yaşam kalitesinde bozulmaya yol açmaktadır. Bu tanımdan da anlaşıldığı gibi KOAH´ta havayollarında meydana gelen değişikler geri dönüşümsüzdür ve sürekli ilerleyici karakter gösterir.American Thoracic Society´nin tanımına göre KOAH,Kronik bronşit veamfizeme bağlı hava akımı kısıtlaması ile karakterizedir. Yine aynı derneğin tanımlamasına göre Kronik bronşit, birbirini izleyen iki yıl içersinde bir başka nedene bağlanamayan ve en az 3 ay süren kroniköksürük ve balgamçıkarma olarak ifade edilebilir. Amfizem ise akciğerin en uç noktalarında yer alan ve atmosfer havasından Oksijeni alıp kandaki Karbon dioksiti havaya vermemizi sağlayan alveolerin (küçük hava kesecikleri) anormal ve kalıcı genişlemesidir. Bu 2 hastalığın akciğerde yerleştiği alan ve yapmış oldukları kalıcı değişiklikler farklı tipte olmakla beraber KOAH,genellikle kronik bronşit ve amfizemin değişik oranlarda birlikteliği ile karakterizedir.2. Dünyada veülkemizde KOAH´nın boyutu nedir?Tüm dünyada ciddi birölüm nedeni olan bu hastalık yüzünden her yıl yaklaşık 2,5 milyon kişi yaşamını yitirmektedir.Bu hastalalığın 2020 yılında küresel yük açısından ilk 5. sıraya yerleşeceği tahmin edilmektedir.ABD´de 1968-1995 arası yaşa uyarlanmışölüm oranlarının seyrine bakıldığında,koroner kalp hastalığı, inme, diğer serebrovasküler hastalıklar ve bunların dışında kalan diğer tümölüm nedenlerinde azalma izlenirken, aynı dönemde KOAH nedenliölüm oranlarında ciddi bir artış olduğu (% 163) saptanmıştır. KOAH bugün tüm dünya genellindeölüm nedenleri arasında 6. sırada yer almaktadır ve 2020 yılında 3. sıraya yerleşeceğiöngörülmektedir.Ülkemizde elimizde kesin sayısal veriler olmamakla birlikte yaklaşık 2,5-3 milyon KOAH hastası olduğu tahmin edilmektedir.3. KOAH için risk faktörleriKOAH için risk faktörleri astımda olduğu gibi genetik veçevresel olmaküzere 2 grupta ele alınabilir. Yandaki tabloda görülen risk faktörlerinden enönemlisi sigara kullanımıdır. Gelişmişülkelerde KOAH gelişiminden sorumlu en büyük risk faktörü sigara iken gelişmekte olanülkelerde sigaranın yanısıraçevresel ve mesleki zararlı gaz ve partiküllere ya da hava kirliliğine maruz kalma daönemli oranda KOAH gelişiminden sorumlu tutulmaktadır.Örneğinülkemizde bazı kırsal alanlarda yakıt olarak kullanılan tezek dumanı KOAH için risk faktörü olarak ele alınmalıdır.Aktif sigara kullanımı KOAH için bilinen enönemli risk faktörüdür. Sigara içenlerde KOAH gelişme riski içmeyenlere göre 10-25 kat daha fazladır. Aktif sigara içenlerin sigarayı bıraktıklarında solunum fonksiyon testlerindeki yıllık kayıp hızı, sigara içmeye devam edenlere göre ileri derecede azalmaktadır. Sigarayı bırakma yaşı ne kadar erken olursa solunum fonksiyon testlerindeki bozulma hızı o derecede yavaşlamaktadır. Bugün sigara içenlerin yaklaşaık% 15-20 kadarında KOAH geliştiği bilinmektedir.Mesleksel maruziyet de KOAH içinönemli risk faktörüdür. Havalandırması kötü, korunmaönlemlerinn uygulanmadığı dumanlı ve tozlu işyerlerindeçalışanlarda KOAH gelişimi için normal popülasyona göre daha yüksek risk taşımaktadırlar.4. Hastalığa ait belirti ve bulgularHastalığın ilk belirtileriöksürük ve balgamçıkarmadır. KOAH hastalarının büyükçoğunluğu aynı zamanda sigara tiryakisi olduğundanöksürük ve balgam yakınması başlangıçta hasta tarafından sigaradan oluyor düşüncesi ileönemsenmez. Oysa bu dönemde hastalığa tanı konulması hastanın geleceği açısından son dereceönemlidir. Erken dönemde sigaranın bırakılması ile hastalık belirtileri gerileyebilir ve hastalık gelişimi durabilir.Öksürük genellikle sabahları daha fazla ve arka arkayadır.Kronik bronşitinön planda olduğu KOAH olgularındaçoğu kezöksürükle birlikte balgamçıkarma da vardır. Hastalığın bu dönemde fark edilmemesi ve sigaraya devam edilmesi neticesinde hastalık ilerler ve hışıltılı solunum, nefes darlığı gibi yakınmalar ortayaçıkar. Ayrıca bazı hastalarda balgamla birlikte hafif hemoptizi(kan tükürme) olabilir.Ön planda amfizemin yer aldığı KOAH olgularında ise hastalar en fazla nefes darlığından yakınırlar. Bu gruptaki hastalarda hışıltılı solunum,öksürük ve balgamçıkarma yakınmaları daha seyrektir. Yine amfizeminön planda olduğu KOAH hastaları genellikle astenik, ince yapılı tiplerdir. Buna karşın Kr.bronşitinön planda olduğu KOAH hastaları tıknaz kısa boylu yapıdadırlar. KOAH´ın ağır veçok ağır formlarında kandaki Oksijen miktarında azalma ve buna bağlı siyanoz ve en nihayetinde sağ kalp yetersizliğine bağlı, ayaklarda şişme gibi belirtiler ortayaçıkar.5. Hastalığın tanısıSigara kullanımı,zararlı gaz ve partiküllere maruziyet veya genetik risk faktörleri varlığı ile birlikte kroniköksürük, balgamçıkarma ve nefes darlığı gibi semptomlar ile başvuran hastalarda standart akciğer grafisi ve solunum fonksiyon testleri yapılmalıdır. Standart akciğer grafisinde KOAH´na ilişkin bulgular saptanabilmekle beraber yukarıdaki şikayetlere neden olabilen akciğer kanseri, bronşektazi gibi diğer akciğer hastalıklarının tanısı da konulabilir.Solunum fonksiyon testleri ise KOAH tanısının objektif olarak kesinleştirilmesini ve hastalığın varlığı durumunda ağırlık derecesinin belirlenmesini sağlar. Bu tetkikleri dışında EKG ve tam kan sayımı gibi yardımcı tanı yöntemlerine de başvurulabilir.6. TedaviKOAH´nın tedavisi 4 bölümde ele alanıbilir. bunlar, Hastalığın tanısı ve derecesinin değerlendirilmesi, sigaranın bıraktırılması ve diğer risk faktörlerinin azaltılması, stabil dönemdeki tedavi ve akut atak dönemlerindeki tedavi olarak sıralanabilir. Bugün KOAH tedavisinde kullanılan pekçokçeşit ilaç piyasada bulunmakla beraber bu ilaçların hiçbiri hastalığı tamamen ortadan kaldıramaz ve hiçbir ilaç SİGARANIN BIRAKILMASI KADAR HASTALIĞIN İLERLEMESİNİ YAVAŞLATICI ETKİ GÖSTEREMEZ. Stabil dönemde KOAH tedavisinde tercih edilecek ilaçlar aynı astım tedavisinde olduğu gibi solunum yoluyla kullanılan inhaler ilaçlar olmalıdır. Hastalığın ağırlık durumuna göre bu ilaçlar gerektiğinde yani hastaörneğin efor yaparken nefes darlığı hissetiğinde kullanılabilir ya da hekiminönerdiği şekilde sürekli ve düzenli bir tedavi şeması uygulanabilir.KOAH´da ilaç dışı tedavi modaliteleri ise uzun süreli Oksijen tedavisi ve pulmoner rehabilitasyon programlarını içerir. Uzun süreli yada sürekli Oksijen tedavisi kanlarında Oksijen parsiyel basıncı hastalık nedeniyle belirli bir değerin altına düşmüş olgulardaönerilir. Unutulmamalıdır ki bilinçsiz Oksijen kullanımı KOAH olgularında yarardançok zarar getirebilir. Bu nedenle Oksijen tedavisinin gerekliliğine mutlaka hekim karar vermelidir.7. KOAH´da akut atak ve tedavisiKOAH'lı hastanın, zeminde var olan dispne,öksürük ve/veya balgamçıkarma yakınmalarında, tedavisinde değişiklik gerektirecek boyutta akut bir artış göstermesi aku atak olarak tanımlanmaktadır.KOAH´lı hastalar yılda 1-4 kez alevlenme (akut atak) gösterebilirler. Alevlenmelerin büyük kısmı hafif olup evde tedavi edilebilirse de,çok şiddetli ve hayatı tehdit eden alevlenmelerde hastalar yoğun bakımünitelerine bile yatırılabilirler.KOAH´lı olgularda birçok alevlenme nedeni olduğu bilinmekle birlikte hastaların büyükçoğunluğunda solunum yolları enfeksiyonları tablonun ortayaçıkmasında rol oynar.
Gırtlağınüst bölümü ile burun boşluklarının arka ucunda bulunan,Üzüm salkımları biçiminde lenf dokusu kabartılan.
Araç tutması yolculuklarda kişinin kendini halsiz ve kötü hissetmesidir.Bu durum çoğu zaman bulantı ve kusmaya neden olur.Yolculuklardan sonra bir kaç gün boyunca kalıcı olarak devam edebilir.
gözde kırma kusuru olması
Çocuklarda, burun arkasındaki lenfatik bez dokularının, havanın serbestçe burundan alınmasını önleyerek ağız solunumuna yol açacak şekilde büyüyüp şişmesi. Ağır vakalarda, adenoidler, östaki borularının ağızlarını da örtüp, çocukta işitme bozukluklarına ve ortakulakta iltihap yerleşmesine, sık sık tekrarlayan nezlelere, kronik tonsilit (bademcik iltihabı) ve bronşite yol açarlar. Cerrahi tedavi gerekebilir, ama günümüzde, bademcik veya adenoidlerin alınmasına eskiden olduğu kadar sık salık verilmez.
Pelinotundan (Artemisia absinthiutri) yapılan içkilerin yol açtığı kronik zehirlenme.
İlaç endüstrisinde kullanılan bir bileşik
Adenoitlerin (geniz bademcikleri) cerrahi girişimle çıkarılması (bak. adenoidit).
Çok ağır bir ruhsal sendrom.
Hipofizin salgıbezİ yapısı gösteren ön lobu
Güneş sonrası nemlendirici.
Hastaüzerinde tedavi amacıyla uygulanan dikme ve kesme işlemi, operasyon eskimiş işler, faaliyetler Enkazın kalkmasıüç dört günlük ameliyata muhtaç H. R. Gürpınar Bir operatörün tedavi veye teşhis gayesiyle hastanın vücuduüzerinde yaptığı yarma, kesme ve dikme işlemleri. Cerrahi müdahale, sirüji 1500 seneöncesinden beri aynen kullanılan ve genel bir müdahaleyi ifade eden cerrahi kelimesi, Ameliyat tekniklerini ve bununla ilgili diğer bilgileri anlatan bir ilimdirTıbbi konulardaki eski bilgilerinçoğu ameliyatlar ile ilgilidir. Eski Roma ve Yunan medeniyetlerinden yazılagelmiş eserlerde o zamanlar yapılan basit ameliyatlardan bahsedilmektedir. Romalı ve Yunanlılar, Trocar adı verilen kalın, içi delikli iğnelerle karın ve göğüs boşluklarında toplanmış sıvıları boşaltıyorlardı. müslüman doktorlardan Zekeriyya Razi ve Ali bin isa el Kehhal göz ameliyatını fenni usullerle ilk defa yapan hekimlerdir.Endülüs alimi Ez-Zehravi, otuz ciltlik tıp ansiklopedisindeçeşitli ameliyat, tekniklerini ve aletlerini tarif edip,çizerek Cerrahinin Babasıünvanını almıştır.Ameliyatı yapan doktora genel olarak operatör veya cerrah denir. Ameliyat, başlı başına bir ihtisas işidir ve aynı zamanda büyük tecrübe ve görgü gerektirir. Defalarca ameliyatlarda bulunmayan ve bu konuda ihtisaslaşmayan bir hekim basit müdah aleler dışında yalnız başına ameliyat yapamaz.Genel tababette Apse,çıban açılması, fazla derin olmayan kesik, sıyrık ve yaralanmaları dikmek her hekimin rahatlıkla yapacağı işlemlerdir. Bunlara ameliyat değil, küçük cerrahi müdahale adı verilir.Ameliyatlar tatbik edildiği organlara göreönem ve hayatiyet arzederler yani bir mide Ameliyatındaölüm oranı yüzde beş ise, beyin ameliyatlarında bu oran yüzde 30-60 olabilmektedir. Tıbbın bütün gayret ve ilerlemiş teknolojisine rağmen ameliyattaölüm tehlikesi mortalite her zaman için mevcuttur.Cerrahlar için basit ameliyatların başında apandisit, mide ameliyatları, safra kesesi Ameliyatları gelir. kemik ameliyatları, beyin, kalp ve akciğer ameliyatları büyük güçlük arzederler.Yakın zamana kadar genel cerrahi alanı içinde sayılan birçok cerrahi dallar ayrı birer mütehassıslık haline gelmiştir. Bunlar arasında estetik cerrahi, kalp - damar cerrahisi, ortopedi,çocuk cerrahisi, beyin cerrahisi vb. sayılabilir.Ameliyatlarda genel prensip mümkün olduğu kadar asıl organ ve dokulara zarar vermeden ve en az miktarda suni malzeme kullanarak yapmaktır. Ameliyatyapılacak organın durumu Ameliyatın şeklinde ve ameliyat sonrasında kötü sonuçların ortayaçıkmasındaçok büyükönem taşır. Bu sebeplerden dolayı bir Ameliyattanönce, bir değil bir kaç cerrahın fikir birliğinin olması gerekir. Her Ameliyatı mümkün olduğu kadar o konuda ihtisaslaşmış merkezlerde yaptırmalıdır.Zamanımızdaçocuk cerrahisi ve yaşlılar cerrahisi, habis hastalıklar cerrahisinde uzmanlaşmış cerrahlar yetişmektedir. Her cerrah belli bir daldaki ameliyatları defalarca yapmak suretiyle bu sahada uzmanlaşmakta ve böylece ameliyatlardakiölüm oranı giderek düşmektedir