Sağlık & Spor Terimleri Sözlüğü
Bir bebek doğduğunda anne ve babaların ilk sorduğu soru bebeğin kilosu, boyu ve doğum saatidir.Bu durum dünyanın hemen hemen her yerinde böyledir.Oysa bu bilgilerden çok daha önemli bir bilgi bebeğin doğum notuna kaydedilir: bebeğin'APGAR skoru'durAmerikalı anesteziyolog Dr. Virginia APGAR (1909-1974) katıldığı binlerce doğumda yenidoğanların çok fazla incelenmeden hemen bebek hemşiresine verilmesinin sakıncalı olduğu sonucuna varmıştı. Dr.Apgar'a göre yeni doğanlar oldukça kritik olan hayatlarının bu ilk dakikalarında doğuma katılan ekip tarafından dikkatli bir şekilde değerlendirimeli ve bebeğin durumunun tehlikede olabileceğini düşündüren belirtiler incelenmeliydi. Dr. Apgar bu incelemenin organize bir sistem içinde yapılmasını ve değerlendirmenin standart olmasını düşlemekteydi. Bu amaçla geliştirdiği skorlama sitemini 1952 yılında dünyaya tanıttı. Bu skorlama bugün hala daha kullanılmaktadır.Epik bir anlatımla, dünyanın herhangi bir yerinde bir hastanede doğan bir bebeğe ilk bakanın Dr. Virginia Apgar'ın gözleri olduğu söylenir.APGAR skorlama sistemi doğuma katılan çocuk doktorunun bebeğin doğum anındaki fiziksel durumunu standardize bir şekilde değerlendirmesine olanak tanır. Apgar skorlaması birici ve beşinci dakikalarda olmak üzere 2 kere yapılır. Bazı merkezlerde 10. dakikada da yapılmaktadır. APGAR skorlamasında bebeğin kas gerginliği, kalp atım hızı, ağrılı uyaranlara verdiği cevap, cilt rengi ve solunum sayısı 0 ile 2 arasında puanlandırılır.
Anormal ölçüde yavaş nabız atımı olan bir hastanın aniden bilincini kaybetmesi durumudur. Bunun nedeni, kalp blokodur. Bkz. Kalp.
Genellikle koni biçiminde olan bir yapının sivri ucunu belirtmek için kullanılan terim (örneğin kalbin apeksi, akciğerlerin apeksi).
Bileşik ve alaşımları sanayide yaygın biçimde kullanılan alüminyumun toz halinde solunum yoluyla alınması alüminyum zehirlenmesi ya da alüminoz denen bir hastalığa yol açar.
İnsanlar, yeterince su aldıkları takdirde, tamamen aç olarak 60 gün kadar yaşayabilirler. Günde 500 kalori değerinde yiyecek alabilmelerinin yaşama şansı üzerindeki etkisi büyüktür. Acil durumlarda sağlanacak besin, proteinden çok, karbonhidrat olmalıdır; çünkü, yeteri kadar su ve yiyeceğin alınmaması halinde, böbrekler, protein metabolizmasının artık ürünlerini atmak için çaba harcamadıkları zaman, daha fazla su tutabilirler. Açlık halinde kişi, halsiz ve çevresiyle ilgisizdir. Herhangi bir şiddet önlemine başvurulmaksızın, yetersiz kalorili bir diyetle, bir kişiyi, 6 ayda, toplama kampı tutsaklarının durumuna getirmek mümkündür. Anorexia Nervosa diye adlandırılan bir sinirsel hastalıkta, kişi yemek yemeyi reddeder ve kısa sürede açlıktan ölecek hale gelebilir. Zayıflama (bkz.) rejimlerinde uygulanan uzun açlık dönemleri sağlık açısından zararlıdır. Çocuklukta yetersiz beslenme, gelişmekte olan beyinde düzelemeyecek yıkıntılara ve bu nedenle zihinsel durgunluğa yol açar
Anne babaların altıncı hastalık adıyla tanıdığı Roseola, herpes ailesinden bir virüsün yol açtığı döküntülü bir hastalıktır.Ateş nedeniyle hastaneye götürülen bebeklerde sık görülen bir enfeksiyondur. En sık 6-18 aylar arasında, bazen diş çıkarma ile birlikte görülür.Önce, bebekte 40 dereceye varabilen bir ateş görülür.( Diş çıkarma tek başına asla bu kadar yüksek ateş yapmaz ) Ateşin bu kadar yüksek olması, anne babayı endişelendirir. Bu endişe oldukça haklıdır, çünkü ateşe hassas bebeklerde ateşli havaleler görülebilir. Ateş düşürücü alınca, bebeğin biraz daha keyifli olduğu görülür. Bu yüksek ateşli dönem, 3-4 gün sürebilir. Bu sırada bebekte yapılan muayenede, tanı koydurucu belirgin bir bulgu saptanmaz.Ateşli dönemin ardından, aniden ateş kaybolur ve özellikle gövde, boyun ve kollarda soluk kırmızı döküntü ortaya çıkar. İşte artık ateşin nedeni ve hastalığının adı belli olmuştur. Bağışıklık sistemi normal olan çocuklarda, herhangi bir komplikasyona yol açmaz
Kanın damarlardan dokular arasındaki özel boşluklara yayılıp, madde alış-verişi olduktan sonra toplayıcı damarlarla kalbe dönmesine denir.
Yapı, işlev ve köken bakımında farklılık taşımakla birlikte vücut genelinde belirli bir işlevi yerine getiren organlar bütünü.
Cilt için yumuşatıcı ve rahatlatıcı etkileri olduğu söylenen bir kök.
(Patent Ductus Arteriosus) Doğmalık bir durumdur. Fetus'da var olan, akciğer atardamarıyla aort arasındaki geçit, doğumdan sonra kapanacağına, açık kalır. Normalde bu iki damar arası ilişki, doğumdan hemen sonra, bebek soluk alır almaz kapanır. Atardamar kanalının açok olduğu anlaşılır anlaşılmaz, düzeltilmesi gereklidir. Tedavisi, cerrahi olup, açık kanal kapatılır. Ancak bu tür cerrahi girişimlerde düzeltilecek açıklığın şekline ve büyüklüğüne göre başarı oranı değiştirmektedir.
İnce bağırsak ile kalın bağırsağın birleştiği yerde parmak şeklinde bir çıkıntı.
Alternatif tıp, daha çok geleneksel doğal bitkileri kullanarak (çay veya bitki karışımlarıyla elde edilen ilaçlarla tedavi etme yöntemidir) Modern tıp biliminin hastalık tedavisi konusunda yetersiz kaldığı noktalarda, hasta için önerilebilecek bir tedavi yöntemi yoktur tanısı konulduğundan itibaren hasta isteğiyle başlanılan tedavi yöntemidir.Modern tıp sentez yolu ile elde edilen maddelerle ilaçlar yapar fakat alternatif tıpta bu maddelere yakın bitkiler kullanıldığında madde sentezi yapılmaz. Bu açıdan birçok doktor alternatif tıp yöntemini'son çare' olarak önerebilir. Bazıları ise asla önermez!Radyasyon (yüksek-doz x-ışınları veya diğer yüksek-enerjili ışınlar kullanarak kanser hücrelerinin öldürülmesi ve Kemoterapi (kanser hücrelerini öldürmek üzere ilaçlar kullanılması) gibi sağlıklı hücreleri ayırt etmeden tüm hücrelere aynı şekilde saldıran tedavilerin tersine, bağışıklık sistemini güçlendirip canlının kendi kendine iyileşebilmesine fırsat tanıyan bir tedavi türü.
Uzun süre yetersiz ve kötü beslenme sonucu ortaya çıkan hastalık. İki evreye ayrılır.
Körbağırsak apandisinin cerrahi girişim ile çıkarılması.