Sağlık & Spor Terimleri Sözlüğü
Bir atardamarla toplardamar arasındaki patolojik bağlantı; bir travmadan sonra ortaya çıkabilir ya da nadiren doğumsal olabilir.
Organizmadaki doğal boşluklarda irin birikmesi.
Dölyatağı ekleri (adneks) olan yumurtalıklar ve tüplerin akut ya da kronik iltihabı.
Travmatik bir lezyon (yara), bir aterom plağının çıkarılması ya da bir trombozun(*) neden olduğu tıkanma ya da doğumsal biçim bozukluğu nedeniyle bir atardamarın yok olan devamlılığının mikrocerrahi tekniğiyle yeniden sağlanması.
Kanda amonyak bulunması; fizyolojik durumlarda bu oran 100 ml'de 50 ug'dir.
Belirli bir sistemin ana organıyla hem anatomik, hem işlevsel bağlan olan yapıların genel adı.
Atardamara X ışınlarını geçirmeyen bir madde (kontrast madde) verilerek, bu damarın ve dallanma biçimsel özelliklerinin incelendiği radyolojik teknik.
Protein metabolizması sonucu oluşan azot ve hidrojen bileşimi olan keskin kokulu bileşik.
Organizmanın bağışıklık yanıtlarını güçlendirmek için kullanılan değişik yapılardaki maddelere verilen ad.
Damar sisteminde bulunan kan basıncının azalması. Birçok hastalıktan kaynaklanabilir.
Uygun bir iğne ile kann duvarı ve dölyatağım geçerek dölütü saran amniyon kesesine girip sıvıdan örnek alınması.
Elleri açıp kapama gibi birbirine karşıt hareketleri art arda hızla yapma yeteneğinin kaybı.
Atardamarlardakİ kan basıncının sürekli biçimde ortalama değerlerin üstünde seyretmesi.
Dölütü saran zarın yırtılması.
Derialtı dokusunda aşın yağ birikimi.