Sağlık & Spor Terimleri Sözlüğü
Böbrekle iç idrar kanalının (üreter) birleşim yerinde doğuştan olan daralmalara“UP (üretero-pelvik) darlık” deniliyor.Genellikle erkek çocuklarda ve sol böbrekte görülen bu daralma böbreğin şişmesine (hidronefroz) ve zamanla işlevini kaybetmesine yol açıyor.Erken bebeklik döneminde teşhis edilen böbrek çıkış darlıkları böbreğe zarar vermeden tedavi edilebiliyor. Geç teşhis edilen vakalarda ise böbrek hasarı oluşabiliyor.Kendine özgü belirtisi olmayan bu hastalık idrar yolu iltihabı ile kendini gösterebiliyor. Karında şişlik, yan ağrısı, gelişme geriliği ise UP darlığın yol açabileceği diğer belirtiler.Hastalığın teşhisinde ilk olarak ultrasonografi yapılması gerekiyor. Böbreğin şişmesi UP darlık teşhisi açısından önemli kabul ediliyor. Böbrek sintigrafisi ile böbreğin tıkalı olup olmadığı anlaşılabiliyor. Büyük çocuklarda IVP denilen ilaçlı böbrek filmi de teşhiste oldukça yarlı. Böbreğe ince bir iğneyle girilerek içerisine ilaç verilip röntgen filminin çekilmesi (antegrad pyelografi) en kesin teşhis yöntemi.
Potansiyel iyi bir antioksidan
Beta sempatik sinirler gibi, bronş genişletici vb. etkisi olan ilaçlar.
Bazı yenidoğan hastalıkları, özellikle bağırsak sıvısının bileşimi ve pH'ında değişikliklerin görüldüğü bazı çocukluk hastalıklan sırasında başvurulan laboratuvar incelemesi.
İdrar boruları, İdrar kesesi ve siyekle birlikte idrar sistemini oluşturan ve organizmada çift olarak bulunan organ.
Cinsel doyuma ulaşmak amacıyla hayvanlarla cinsel ilişki kurma.
Şüpheli sular içilmemeli, kaynatılmalı, iyi yıkandığı şüpheli salatalar, ıspanak vb.Az pişmiş-pişmemiş et yenmemelidir.Çocukların toprakla oynadığında ellerini ağızlarına götürmeleri engellenmeli, tuvalet temizliğinde anüse dokunulmamalı, sadece tuvalet kağıdıyla temizlik yapılmalıdır.Çocuklarada öğretilmelidir. Tırnaklar kısa tutulmalıdır. Musluklarla fazla temastan kaçınılmalı, toplu yerlerde de, evlerde de mümkün olduğunca az dokunulan tipte musluklar ve sabunluklar ve sıvı sabun tercih edilmelidir. (Sabundan çok üstündür ama sıvı sabunların kötü markaları ve fazla beklemişleride enfeksiyon kaynağı olabiliyor.)
Bir insanın bir hayvanla cinsel ilişkide bulunması
Baştan ve boyundan gelen kanın büyük bölümünü üst anatoplardamar sistemine boşaltan, sağda ve solda dörder tane olmak üzere boyunda yer alan toplardamarlar.
Bedenimizin çocukluktan başlayarak büyüyüp gelişmesi yeterli ve dengeli beslenme ile sağlanır. Besinsiz kalmak, yanlış alışkanlıklar, bilgisizlik ve dinsel inanışlar nedeni ile yeterli miktarda kaloriyi temin edecek protein, karbonhidrat, yağ ve vitaminleri alamayan kimselerde beslenme bozuklukları gelişebilir.Yaş, cins ve boya göre hesaplanmış ideal kilosundan% 50-60 kadar düşük olan kimselerde zayıflıktan veya kaşeksiden söz edilir. Bu kimselerde protein azlığına yani hipoproteinemiye bağlı olarak ödem denilen şişlikler de meydana gelmişse Kwashiorkor sendromu yani çok kötü bir beslenme bozukluğu söz konusudur. Bunlarda ayrıca vitamin eksikliğine bağlı deri hastalıkları, pigmantasyon bozuklukları, ağız yaraları, kusma, ishal, kaslarda erime gibi belirtileri de görülür. Bazı genç kadınlarda ruhsal etkilerle baş gösteren anoreksi nervosa denilen aşırı iştahsızlık hali, beslenme bozukluğu sonucu hastayı kaşeksiye götürebilir. Hastalar iştahsızlık nedeniyle bütün besinleri reddettikleri gibi kusma ve ishalle de kilo kaybederler. Bu gibi kadınlarda hormonal bozukluk sonucu ovulasyon ve âdet görülmez.Kronik alkolizm de beslenme bozukluğu, karaciğerde yağlanma ve kaşeksi meydana getirebilir. Kontrol altına alınmamış şeker hastaları ve daha ender görülen metabolizma hastalıklarında da zayıflama vardır.Hipertiroid yani tiroid bezinin fazla çalıştığı kimselerde de bol yemek yenmesine rağmen metabolizmanın çok fazla olması nedeniyle zayıflama görülür. Bazı ilaçlar (Dijital ve amfetamin cinsi İlaçlar) iştah keserek zayıflamaya yol açar.Vitaminlerin eksik alınmasına bağlı avitaminozlarda yani karans hastalıklarında da zayıflama olur. Tedavi nedene göre yapılır. Anabolizan ve iştah ilaçları yardımıyla özellikle esansryel aminoasitleri içeren proteinler, süt, yumurta, peynir, et verilmelidir. Bazı hastalara burundan mideye sokulan bir tüple (nazogastrik tüp), sulu gıdalar vererek beslemek berekir
Baş ve boyun bölgerinde başlayan kanser türleridir.
Az besin alma, uzun süreli açlık ya da sindirim sinir sisteminde besinlerin emilmesini engelleyen patolojik durumlar sonucunda ortaya çıkan genel bir güçsüzlük hali.
Boyun bölgesinin yaşlanması sonucu oluşan deformasyonların cerrahi müdahale ile düzeltilmesidir.
Canlılarda büyüme, sağlık, üreme için gerekli besin maddelerinin alınması. Besinler, bedende gerçekleşen kimyasal tepkimeler için gerekli kimyasal enerjinin yanı sıra, bedene destek olan, hücrelerin oluşması ve yenilenmesi için gereken maddeleri de sağlarlar. Canlıların varlıklarını sürdürebilmeleri için çeşitli kimyasal bileşenler içeren besinler almaları gerekir. Sporculara güç kazandırmak için ya da şişmanlık, şeker hastalığı ve kalıtımsal bozukluklar gibi sorunlara da karşı da, özel beslenme rejimleri uygulanabilir. Dengeli bir rejimde kişinin aldığı kalori, bedenin gereksinmesine uygun olmalıdır. Beslenme rejiminin önemli bileşenleri proteinler, yağlar, karbonhidratlar, su, vitaminler ve tuzlar ile bazı az bulunan elementlerdir. Bunlar uygun ve dengeli biçimde alınmazlarsa, beslenme bozukluğu hastalıkları ortaya çıkar.Kişinin dengeli beslenmesi için alınan besinler 5 grupta incelenir:Tahıl ve Ekmek Grubu.Süt ve Yoğurt Grubu.Et Grubu.Sebze ve Meyve Grubu.Yağ ve Şeker Grubu.Karbonhidratlar:Vücudun temel enerji kaynağıdır. Kişinin günlük enerji gereksiniminin%55'i karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan bu bileşikler yiyeceklerde daha çok şeker ve nişasta biçiminde bulunur. Örneğin üzüm şekeri denen glikoz en basit karbonhidratlardan, yumrulu bitkilerin köklerinde depolanan nişasta ise en karmaşık karbonhidratlardan biridir. Karbonhidratça zengin yiyeceklerin yapısında genellikle glikozdan daha karmaşık şekerler ve nişastalar bulunur. Ama bu bileşiklerin tümü sindirim sıraında parçalanarak glikoza indirgendiğinden, yiyeceklerdeki bütün karbonhidratlar sonunda glikoz olarak kana geçer ve karaciğerde glikojen biçiminde depolanır. Vücuda enerji gerektiğinde, karaciğerdeki glikojen yeniden glikoza dönüşerek kan dolaşımı aracılığıyla hücrelere dağıtılır. Bu nedenle, kanda bulunduğu için kan şekeri de denen glikoz vücudun temel enerji kaynağıdır.Proteinler:Vücudun yapı taşlarıdır. Kemikler, kaslar, deri, sinirler, kısacası vücudun büyük bölümü proteinlerden oluşur. Yiyeceklerle alınan proteinler sindirim sırasında parçalanarak aminoasitlerine ayrışır ve vücut, bu aminoasit deposundan seçtiği uygun yapıtaşlarını yeniden bir araya getirerek kendi dokularını oluşturan proteinleri yapabilir. Protein açısından zengin olan başlıca hayvansal yiyecekler yunurta, et, balık, peynir ve süt, bitkisel yiyecekler ise ekmek, patates, fındık ve ceviz gibi kabuklu yemişler, bezelye, fasulye ve mercimektir.1 gr protein 4 Kal'lik bir enerji sağlar. Günlük enerjinin%10-15'i proteinden gelmelidir. Beslenmemizde proteinden zengin besinlere ihtiyaçtan fazla tüketmek, yetersiz tüketmek kadar zararlıdır.Yağlar:Vücudun enerji ihtiyacında bir diğer besin grubu da yağlardır. Yağlar da karbon, hidrojen, ve oksijenden oluşur. Tereyağı, yağlı et, kaymak, peynir ve yumurta gibi yiyeceklerden alınan hayvansal yağlar ile mısır, ayçiçeği, fındık ve ceviz gibi yağlı tohumlardan elde edilen bitkisel yağlar dengeli beslenmede önemli bir yer tutar. Ama bu temel besinlerin fazla alınması zararlı olabilir. Bazı yağların kalp hastalıkları olasılığını artırdığına inanan birçok doktor, sağlıklı bir yaşam için özellikle hayvansal yağların fazla yenmemesini salık verir. 1 gr. yağ 9 Kal enerji sağlamaktadır.Vitaminler:Vücuttaki bir takım biokimyasal işlemlerin devamında rol oynarlar, vücudun direncini artırır ve bazı vitaminler, vücuda alınan çoklu doymamış yağ asitlerinin oksidasyonunu önlerler. İlk bulunan vitaminler alfabenin değişik harfleriyle adlandırılmıştı. Sonradan bu bileşiklerin kimyasal yapıları belirlenince, askorbik asit, tiyamin ya da riboflavin gibi bilimsel adlar verildi. Ama bugün bile, vitaminlerin A, B, C gibi harflerle anılması çok yaygındır. Vitaminlerin çok az miktarda alınması vücut için yeterli olduğundan, çeşitli yiyeceklerle dengeli beslenen kişilerde vitamin eksikliği görülmez. Yalnız bazı hastalıklarda doktorlar, vücut sağlığına kavuşuncaya kadar normalden daha fazla vitamin alınmasını önerirler. Ama olağan koşullarda yiyeceklerdekiyle yetinmeyip gereğinden çok vitamin almanın hiçbir yararı yoktur; çünkü vitaminlerin çoğu vücutta depolanmaz ve günlük gereksinimden fazlası idrarla birlikte dışarı atılır.Mineraller:Mineraller vücudun sağlılı kalabilmesi için gerekli olam kimyasal elementler ile bu elementlerin inorganik bileşikleridir. Her mineralin, öbür besin maddelerinin etkisini güçlendiren tamamlayıcı bir görevi vardır. En çok sütte ve süt ürünlerinde bulunan kalsiyum, kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişmesinde önemli rol oynar. Süt ürünlerinde, yumurta sarısında, baklagillerde ve kuru yemişlerde bulunan fosfor da kemik ve dişlerin, kas ve sinir dokusunun yapıtaşlarındandır. İçme sularında bulunan flüorun da diş çürümelerini önlediği saptanmıştır.