Sağlık & Spor Terimleri Sözlüğü
Dokozahekzaenoik asid (esansiyel, yani vücutta üretilemediği için besinlerle alınması gereken bir yağ asidi).
îçinde kan ve lenf gibi vücut sıvılarının dolaştığı boru biçimindeki yapılar.
Günde 300-500 ml'lik normal sınırların ötesinde aşın terleme; yaygın ya da vücudun bazı bölgeleriyle sınırlı olabilir.
İnsanda kulakkepçesinin serbest kenarında yer alan ufak bir çıkıntı;
Vücudun belirli bölgelerinin bir ışık kaynağı karşısındaki saydamlığı incelenerek yapılan muayene.
Hidrolaz sınıfına giren bir enzim.
Damakta tek ya da çift yanlı bir yarık görülen doğumsal oluşum bozukluğu.
Birbirini izleyen hareketlerin (örneğin ellerin sağa sola döndürülmesi ya da parmakların gerilip büzülmesi) hızla yapılabilmesi.
Böbreküstü bezi kabuğunun glomerül katmanınca üretilen mineralokortikoit hormon.
Kafanın çift olarak bulunan kemiklerinden biri; üst çene kemiğinin arka iç yüzeyi ile kamamsı (sfenoit) kemiğin kanatsı (pterigoit) çıkıntısı arasında bulunan derin bölgede yerleşmiştir.
Gözün görmeyi sağlayan sinir tabakası olan retinadaki kılcal damarların etkilenmesiyle ortayaçıkan tablodur. Bu küçük kılcal damarlarda, kırmızı kan hücreleri ve pıhtılaşma hücrelerinde oluşan değişiklikler sonucu retina beslenemez ve oksijensiz kalır. Damar cidarlarında bozulmalar oluşur, damar geçirgenliğinde artış olur. Bu da damar dışında yani retina içinde kanamalar ve serum sızıntısına neden olur. Düşük oksijen seviyesi anormal yeni damarların oluşumuna yolaçabilir. Oluşan bu damarlar retinanın kendi damarları kadar sağlam olamazlar ve taşıdıkları kanı kolayca duvarlarından sızdırmaya başlarlar. Bu safhadan sonra Proliferatif Diyabetik Retinopati (PDR) dönemi başlar.Görmeyi tehdit eden ciddi komplikasyonlardan bazıları:Yeni ve acil oluşmuş olan damarların kanamalı sebep olduğu göz jeli içi vitreus kanamalarıOluşan anormal damar ve zarlarınçekintisine bağlı retina dekolmanı/yırtılmasıOpak membranların oluşması sonucu görme keskinliğinin azalmasıRubeozis iridisGöz tansiyonun yükselmesi ve son olarakSönmüş göz evresi (burnt-out stage)Hem Tip 1 hem Tip 2 diabeti olan hastalar için bu risk vardır. Bu sebepten dolayı diyabeti olan herkes en azından 6 ay ile 1 yılda bir kere olmaküzere kapsamlı (damla ile) göz ve göz dibi muayenesi yaptırmalıdır.Özellikle 10-15 yılınüzerinde diyabet hikayesi olan hastalar için bu kontrollerçok dahaönemlidir.Bu hastalıktan dolayı kan damarı duvarlarında meydana gelen bozulmalar ve yeni oluşan damarlardan kolaylıkla damar dışına sızan kan göz içine dolar ve görmemizi bulanıklaştırır. Eğer bu kanamalar görme merkezini de etkilerse (makula= sarı noktayı) görme keskinliğiçok azalır. Bu durum mukalaödemi olarak adlandırılır ve PDR dediğimiz yeni damar oluşum savhasına gelmiş hastaların yaklaşık yarısında bu gözlenmektedir.Nasıl Tespit Edilir?
Öncelikle görme keskinliğiölçülür ve ardından hastanın göz bebekleri damla ile genişletilerek retina (göz dibi) detaylı bir şekilde taranır. Etkilenen alanlar tespit edilirse gerekli görüldüğü takdirde FFA denilen test yapılır. Bu test damarınızdan verilen boyalı bir madde sayesinde göz dibinizin fotoğrafıçekilir ve sızdıran damarlar ve beslenemeyen bölgeler tespit edilir. Bu yöntem sayesinde tedavi kararı daha kolay alınır.Tedavi Yöntemleri Görme kaybı riskini yüzde 50 oranında azaltması sebebiyle, klinikönem taşıyan makülerödemlerde bütün gözlere, görme keskinliğine bakılmaksızın LFK (Lazer fotokoajulasyon) tedavisi yapılmaktadır. Tedavideki esas gaye kanayan ve sızdıran damarları kapayıp, hastanın görme seviyesini korumaktır.Lazer tedavileri ile yetersiz kalan gözlerde veya kontrol altına alınamayan hastalarda ileriye dönük daha ciddi komplikasyonlar ortayaçıkar. Bunlar arasında:Ağır Persistan vitre içi hemarojiler (en sık konulan indikasyon)Makulayı (görme noktasını) tutan traksiyonel retina dekolmanıAğır, ilerleme gösteren (agresif) fibrovasküler proliferasyonlarYoğun IVH (intra vitreal hemoraji) ile birlikte bulunan Rubeosis İridis (iriste yeni damarlanmaların oluşumu)Yoğun persistan (tekrarlayan) subhialoid hemorojilerYukarıda sayılan bu 5 durumda PPV (Pars Plana Vitvektomi) yapılması zorunluluğu vardır. Vitrektomi, göz içine girilerek kanın temizlenme şeklidir. Bu yüzden, son aşamalara gelmeden hastalarımız bilinçli olarak periyodik göz dibi kontrollerini yaptırmalılar. İyi bir kan şekeri düzeyi ve sürekli takip altında olmalarında fayda vardır. Unutmayalım ki Diyabetik Retinopati hiçbir semptom (belirti) vermez. Eğer belirtiler ortayaçıkmış ise hastalık ileri safhalara gelmiş demektir ki bu da tedavilerini zorlaştırır ve görme kaybı açısından riskleri yüksektir.Op. Dr. Bülent Ayan
Memorial Gzö Merkezi
Bilgi ve randevu için 444 7 888
Dışarıdan organizmaya giren ya da metabolizmanın çeşitli evrelerinde vücut içinde oluşan zehirli maddelerin etkisiz hale getirilerek vücuttan uzaklaştırılması süreci.
Ağız boşluğunun üst duvan.
Diabetes mellitus (DM) vücudun insülinüretmediği veya düzenli olarak insülin kullanamadığı durumla karakterize bir hastalıkdır. İnsülin günlük yaşam için gereken enerjiyi sağlamak amacıyla gıdalardan alınan şekeri, nişastayı enerjiye dönüştüren bir hormondur. Türkiye'de nüfusun%3.5'u diyabet hastası olup, 20 yaşüstü nüfusta bu oran% 7.2'dir. Hastanın diyabet mi, pre diyabet mi (diyabetöncesi dönem) ayırımı için Açlık Kan Şekeri veya Oral Glukoz Tolerans Testi yapılır. AKŞ ile 100-125 mg/dl seviyeleri pre-diabete, 125 mg/dlüzerindeki değerler ise diabeti işaret etmektedir. OGTT'de ise, 2. saatteki kan şekeri 140-199 mg/dl prediabeti, 200 mg/dlüzerindeki değerler ise diabeti gösterir.DM'un 4 tipi vardır.1. Tip 1 DM: Vücutta insülinüretiminde yetersizlik vardır. Tip 1 DM genellikleçocuklukta veya genç erişkinçağda ortayaçıkar. Bu tipte vücutta insülinüretilmemektedir. İnsülin vücudun şekeri kullanabilmesi için gerekli olup, şeker de vücuttaki hücreler için en basit- temel yakıttır ve insülin de şekeri kandan hücre içine almaya yarar. Hasta- hastalık ve doktor uyumu olduktan sonra hasta göz sağlığı, ayak ve cilt, kalp, ağız sağlığına dikkat ederse Tip 1'in oluşturabileceği komplikasyonlardan korunmuş olur. Aynı zamanda sigara ve alkolden de uzak durmak gerektiğini belirtelim. Tip 1 DM tanısı konan hastalarda gerekli takip ve tedaviye uydukları zaman yaşam kalitelerinde normal insanlara göre bir değişiklik olmamaktadır.2. Tip 2 DM: İnsülin direnci ile birlikte insülin eksikliği söz konusudur. Bu tipte vücutta yeterli insülinüretimi yoktur yada hücreler insüline karşı duyarsızlaşmıştır. 40 yaşüstü ve fazla kilolularda ortayaçıkmaktadır. Tip 2 DM komplikasyonları: Kalp hastalığı, körlük, sinir hasarı, böbrek hasarı oluşturabilir. Bu komplikasyonlardan korunmak için yapılması gerekenler Tip 1 DM'dakilerle aynıdır.3.Gestasyonel DM: Hamilelik esnasında tespit edilir. Amerika'da her yıl hamile kalanların%4'ünde ortayaçıkar. Gebeliği sırasında gestasyonel DM ortayaçıkan hastaların ileriki yaşamlarında Tip 2 DM tanısı almalarıçok daha fazla olasıdır. Gebe kalmadanönce obez (şişman) olan kadınların%40'ında gestasyonel DM gelişir ve bu kadınlarda 4 yıl içinde Tip 2 DM tablosu gelişir. DM olmayan gebe kadınlarda 24.-28. hafta arasında gestasyonel DM açısından OGTT ile tarama yapılmaktadır.4.Prediabet: Kan şekeri seviyeleri normalden yüksektir; ancak Tip 2 DM tanısı koyduracak kadar da yüksek değildir.Diabetes Mellitus'ta ayrıca Bozulmuş Açlık Glukozu ve Bozulmuş Glukoz Toleransı adı altında iki kriterin deönemi vardır. Bu iki kriter diyabetin klinik tablosundanönceki evre olarak yer almaktadır.Bozulmuş Açlık Glukozu:Açlık plazma glukozu 110-126 mg/dl arasındadır.Bozulmuş Glukoz Toleransı:Oral glukoz tolerans testi yapılarak belirlenen bir durum olup klinik diabetin belirmesindenönceki evre olarak kabul edilmektedir.Şeker hastalığı belirtileri: