Sağlık & Spor Terimleri Sözlüğü
Tiroit bezi hormonlarının aşın üretimi sonucu beliren klinik tablo.
Kanda tiroid hormonunun artmasıdır.Bu problem tüm metabolizmayı hızlandırır.Tiroid bezi endokrin sistemin (Hormonal sistemin) bir parçasıdır. Bu sistem vücudun çeşitli yerlerine yerleşmiş olan ve kimyasal madde üreten ve bu maddeleri kana veren bezlerden oluşmuştur.Hormon adı verilen bu kimyasal maddeler organlara fonksiyonlarını yerine getirebilmeleri için sinyaller gönderirler.Pankreastan salgilanan ve kan şekerini düzenleyen insülin hormonu en çok bilinenlerindendir.Tiroid bezi boyunda adem elması altında yerleşmiş kelebek şeklinde bir bezdir. Tiroid bezinin ürettiği hormonlar vücut enerji tükettikçe metabolizmayı dengelemek amacıyla kullanılırlar.Tiroid bezinden salgılanan iki esas hormon tiroksin (T4) ve triiodotironindir(T3). Her iki hormonda diyette bulunan proteinlerden ve iyottan tiroid bezinde sentezlenerek oluşturulur. Bu hormonlar ihtiyaç duyulduğunda salınmak üzere tiroid bezinde depolanır. Her ne kadar T4, T3 den daha kuvvetli ise de bu iki hormonda hemen hemen aynı etkiye sahiptir. Vücudun bazı bölümlerinde T3, T4 e çevrilir.Tiroid hormonunun üretimi ve salınımı hipofiz bezi tarafından kontrol edilir. Bu son derece önemli bez kafatasının ortasında beyinin tabanında yer alır ve vücuttaki birçok bezin işleyişini kontrol eder. Hipofiz bezi çeşitli hormonları üretip kana salgılar. Bu hormonlardan biri olan Thyroid Stimulating Hormone (TSH=Tiroid uyarıcı hormonu) özellikle tiroidle ilgili hormondur. TSH uyarısıyla tiroid bezi tarafından hergün yeterli düzeyde T3 ve T4 üretilerek kana salınır.Hipofiz bezi bu hormonların seviyesindeki değişiklikleri sezer ve ona göre TSH üretir.Örneğin hipofiz bezi kanda çok fazla tiroid hormonu olduğunu sezinlerse TSH salınımını durdurarak tiroid bezinin çok fazla hormon salgılamasını engeller. Diğer taraftan hipofiz bezi tiroid hormonunun kan seviyelerinin düştüğünü belirlerse TSH salınımını arttırarak tiroid bezinin hormon salgılamasını arttırır. böylece kandaki tiroid hormonu seviyelerini dengeler.Kanda Tiroid hormonunun yükselmesiHipertiroidi olarak adlandırılır.
Karaciğerin kısmen ya da tümüyle cerrahi olarak çıkarılması.
Aşırı duygusallıkla beliren duygulanım bozukluğu.
Vücut sıcaklığının normal değerlerin üzerine çıkması.
Çocukluk çağının en sık rastalanan vaskülit (damar iltihaplanması) tipi (erişkin yaşta da görülebilir), çoğunlukla geçici bir hastalıktır ve büyük eklemlerde artrit ve sindirim sistemine ait bulgularla seyreder, bacakların alt kısmında ve kalçalarda iltihaplı kapillerlerin (kılcal damar) cilt içine kanamasıyla oluşan mor renkli cilt döküntüleri vardır.
Ayak başparmağı ekleminin osteoartriti, bu parmak dışa doğru açı yapar.
Nefron borucuğunun (renal tubulus), kıvrımlı yakın bo-rucukla (proksimal tubulus) kıvrımlı uzak borucuk (dis-tal tubulus) adlı bölümlerim birleştiren kulp biçimindeki kıvrımı.
Ayak başparmağı ekleminin osteoartriti, bu parmak sertleşir, katılaşır (sıklıkla ağrılıdır).
Normalden çok sayıda meme başının bulunması.
Plevra boşluğunda kan birikmesi.
Yüksek tansiyon ya da Hipertansiyon, aşırı yüksek tansiyon demektir. Normal kan basıncı değerleri bireyden bireye değişkenlik göstermekle beraber, sırasıyla sistolik için en çok 130 mm Hg, diastolik için ise en çok 85 mm Hg olmalıdır. Bu değerler normal kan basıncı değerleri olarak kabul edilmektedir. Sınırda normal değerler ise sistolik kan basıncı için 130-139 mm Hg, diastolik kan basıncı içi ise 85-89 mm Hg dır. Hipertansiyon sınırı ise sistolik kan basıncı için 140 mm Hg, diastolik kan basıncı için ise 90 mm Hg dır.Kan basıncı ya da daha doğru söylemek gerekirse kanı kalpten dokulara taşıyan damarların kan basıncı, hastaya ait özellikler (yaş, cinsiyet, ırk gibi) ve fiziksel durumdan (istirahat, efor gibi) etkilenen bir parametredir. Bu nedenle de normal kan basıncı değerlerini belirlemek gerçekte oldukça güçtür.Bugün kabul edilen kan basıncı değeri istirahat halindeki normal bir yetişkinde 120/80 mmHg'dır (milimetre civa). Herhangi bir kişide kan basıncı uyku sırasında düşük, sinirli ya da heyecanlıyken yüksektir. Normal şartlarda, sürekli olarak kan basıncı 120/80 mmHg (milimetre civa) üzerinde olan kişiler hipertansiyon hastalığı adayı kabul edilmektedir. Kan basıncı devamlı olarak 140/90 mmHg üzerinde seyrediyorsa hipertansiyondan bahsedilir.Hipertansiyon kalp hastalıkları için ana bir risk faktörüdür. Eğer tedavi edilmezse beyin dolaşımı, kalp, damar, göz ve böbrek hastalıkları için ciddi hastalık ve ölüm oranlarında artışa sebep olur. Bir kez teşhis yapılıp tedavi başlanırsa artan kan basıncı düşürülebilir, kalp ve kalp dolaşım sistemindeki hastalık riski azaltılabilir.Hipertansiyonun Sebebi:Hipertansiyonun tek bir sebebi yoktur. Oluşum mekanizması bakımından iki tür yüksek tansiyon vardır: Birincil (ya da esansiyel) ve ikincil. Birincil yüksek tansiyonun nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, hastalığın oluşumunda kalıtım, ruhsal açıdan çabuk etkilenen heyecanlı kişilik, şişmanlık gibi bazı etkenler saptanmıştır. İkincil yüksek tansiyon aşağıdaki hastalıklardan sonra ortaya çıkabilir:Böbrek dokusu ve böbrek atardamarlarında yerleşen hastalıklar (akut ve kronik böbrek iltihabı, polikistik böbrek),Böbreküstü bezinin kabuk bölümündeki hastalık nedeniyle kortizon ya da aldesteron hormonlarının fazla salgılanması sonucu görülen Cushing hastalığı ve Crohn hastalığı,Böbreküstü bezinin iç kısmının (medulla) tümörü (feokromositom), aortun kalpten çıktığı bölgedeki darlığı, kafa içi basıncının artması.Hipertansiyonun Yaygınlığı Nedir?Gelişmiş ülkelerdeki yetişkin nüfusun%10-20 kadarında hipertansiyon bulunduğu hesaplanmaktadır. Sınırda hipertansiyon vakaları da katılırsa bu oran kuşkusuz daha yüksektir. Kişinin yaşı, cinsiyeti ve ırkı hipertansiyon sıklığı konusunda belirleyici faktörlerdir. Hipertansiyon siyah ırkta ve kadınlarda daha çok görülmektedir.Kişi yaşının hipertansiyona olan katkısı öncelikle damarlarda yaşlanmaya eşlik eden anormalliklerdir. Bu durum özellikle de kanı kalpten damarlara taşıyan damarlardaki esneklik kaybı ile açıklanabilir. Ancak yaşla hipertansiyon arasındaki bu bağlantıya bazı ilkel toplumlarda hiç rastlanmamaktadır. Bu durumda etkili faktörün'uygarlaşma' ve bununla bağlantılı yaşam biçimi olduğu söylenebilir: örn. tuz kullanımı, aşırı beslenme, hareketsiz yaşam, stres, vs.Hipertansiyonun SınıflandırılmasıHipertansiyon, sıklıkla, nedenine göre sınıflandırılır. Buna göre iki tip vardır.Esansiyel (primer - birincil) hipertansiyonSekonder (ikincil) hipertansiyonHipertansiyon vakalarının yaklaşık%90'ı, neden (etiyoloji) bilinmediğinden primer ya da'esansiyel' hipertansiyon olarak adlandırılır.
Hipertansiyon vakalarının geriye kalan bölümüne, yani yaklaşık%10'una bu durumun nedeni bilindiğinden'sekonder' hipertansiyon denir. Böbrek kökenli olan (renal) hipertansiyon bunların en yaygın olanıdır.Tedavi:Tedavide öncelikle diyetin kontrolü, yaşam tarzı değişiklikleri denenmeli, olmuyorsa ilaç aeklenmelidir. Hipertansiyonu olan hastalar bu ilaçları hekim kontrolünde kullanmalıdır.Hipertansiyonun tedavisi sakinleştiricilerle veya sarımsak gibi bazı doğal maddelerle yapılmamalıdır.Uygun ilaçlarla birlikte az tuzlu yemeye alışmalıdır. Tereyağlı yemeklerle ve et ağırlıklı gıdalarla beslenmenin zararlı olduğu bilinmeli, bunun yerine meyve ve sebze ağırlıklı beslenme tercih edilmelidir.Fazla kiloları vermenin, sigarayı bırakmanın ve her gün yürüyüş yapmanın da hipertansiyon tedavisine önemli yararı vardır.Hipertansiyonu olan hastalarda eğer eşlik eden bir organ hastalığı, örneğin böbrek yetmezliği varsa tedaviye çok daha titizlikle uymalı ve daha sık hekim kontrolünden geçmelidir.Hipertansiyon zamanında teşhis edilip uygun ilaçlar ile tedavi edilirse, bütün bu hastalıkların ve onlara bağlı ölümlerin önlenmesi mümkün olabilir.
Başta alyuvarlar olmak üzere kan hücrelerini etkileyerek onlan parçalayan bakteri zehirlerine verilen genel ad.