Sağlık & Spor Terimleri Sözlüğü
Kanda toksik maddelerin bulunmasına bağlı belirtilerin tümünü anlatmak için kullanılan terim.
Pıhtılaşma sürecinin bir parcası olan bir enzim
Tedavi amacıyla saplantı halinde ilaç kullanma, Toksi-koman, fiziksel ve/ya da ruhsal yoksunluk nedeniyle ilacı almadan yapamaz.
Aynı zamanda serebral arterit, kraniyal arterit, dev hücreli arterit ve bazen de granülomatöz arterit olarak da adlandırılır. Kafadaki kan damarlarının (arterlerin) ağrılı inflamasyonu söz konusudur; şakaklar genellikle dokunmakla hassastır ve baş ağrıları sıktır. Polimiyalji romatika (PMR) ile de sık görülür. Nedeni bilinmeyen bir vaskülit formudur, özellikle 50 yaş üzerindeki kişileri etkiler ve kadınlarda daha sık görülür.
Özel olgu ve durumlarda canlıların işlevlerine ve varlığına zarar verebilecek, zehirli maddelerin kökenini, yapısını, Özelliğini, belirlenmesini ve etki mekanizmalarını inceleyen bilim dalı.
YağHidrojen, karbon ve oksijen moleküllerinden oluşan organik bir bileşiktir. Bu moleküllerin farklı kombinasyonlarından birçok çeşit yağ oluşmaktadır. Bütün yağlar trigliserit denilen maddelerden oluşmuştur. Her trigliserit, 3 yağ asidi ile 1 birim gliserol' den meydana gelmiştir. Yağlar arasındaki farklılıklar her birinin içindeki yağ asitlerinin değişik oluşundan doğar. Doğada düzinelerce yağ asidi vardır. Bunların tümü iki ana gruba ayrılabilirler: Doymuş yağ asitleri ve doymamış yağ asitleri.Doymuş yağ asitleri domuz yağı, et ve kakao yağı gibi katı yağlarda bulunur. Doymamış yağ asitleri ise sıvıdır ya da oda sıcaklığında yumuşaktır ve bitkisel veya balık yağlarında bulunur. Linoleik ve Linolenik asitlere“Temel Yağ Asitleri” denir, çünkü sağlık bakımından bunlar hayati önem taşır.Ancak beden bu asitleri kendisi yapamaz. Bu yüzden beslenme yoluyla dışarıdan alınmaları gerekir. Doymamış yağ asitleri kimyasal yapılarından ötürü bu adı almışlardır. Doymamış yağ asitlerinin tümü temel yağ asitleri değilse de, temel yağ asitlerinin tümü doymamış yağ asitleridir. Vücudumuzun gereksinim duyduğu 20 farklı yağ asidi vardır. Fakat bunların hepsi 2 farklı yağ asidinden vücudumuzda yapılırlar. Bunlar; Linoleik (Omega-6 grubu yağ asitlerinin öncüsü) ve Linolenik (Omega-3 grubu yağ asitlerinin öncüsü) asitlerdir. Bu iki yağ asidi temel yağ asitleridir. Bunları yediğimiz besinlerden almak zorundayız, çünkü vücudumuz bu iki yağ asidini kendisi üretemez. Kısaca bu iki temel yağ asidi diğer yağ asitlerinin ham maddesi veya yapı taşlarıdır.Temel Yağ AsitleriHücre zarlarının (çeperinin), birçok önemli hormonun ve vücudun ne yaptığını söyleyen kimyasal habercilerin yapılması için gereklidir. Linoleik yağ asitleri ailesine Omega-6, Linolenik yağ asitleri ailesine de Omega-3 grubu yağ asitleri denmektedir. Söz konusu isimler moleküllerin birbirleriyle diziliş şeklinden kaynaklanmaktadır. Sağlıklı bir beslenme için omega-6 yağ asitleri, omega-3 grubu yağ asitlerinden kabaca 2 ile 4 kat daha fazla alınmalıdır. Omega-3 ve Omega-6 temel yağ asitleri vücudumuzda prostaglandin' lerin yapılması için özellikle önemlidir. Prostaglandinler hormon benzeri maddeler olup; vücuttaki birçok faaliyeti düzenlemekten sorumludurlar.
Bir erkeğin cinsel beraberlik için iki veya daha fazla kadını seçmesi.
Sağlıklı, adet gören ve çoğu kez tampon kullanan kadınları,nadiren erkekleri de etkileyebilen birden çok organ sistemini tutan akut bir hastalıktır. Hastaların%90'ı 30 yaşın altındaki kadınlardır. En çok adet sırasında süperabsorban vaginal tampon kullanan ve bunu da tüm menses boyunca değiştirmeyen kadınlarda ortaya çıkmaktadır.%30 oranında aynı hastada tekrarlayabilen bu durum mortalitesi%2.5-13 arasında değişmektedir. En sık izole edilen etkenler Staphylococcus aureus faj grup 1,tip 29 ve 52'dir. Hastalığın ortaya çıkışından bu mikroorganizmaların salgıladığı pirojenik ekzotoksin Cve enterotoksin sorumlu tutulmaktadır. TSŞ ortaya çıkışında üç hazırlayıcı unsurun bulunması gerekmektedir.1.Hasta S.aureus ile kolonize ve infekte olmalıdır (normalde vaginada S.aureus%10 oranında kolonizedri).
2.Bu mikroorganizmalar spesifik toksin üretebilmelidir.
3.Bu toksinler bir giriş deliğinden sistemik dolaşıma karışabilmelidir (normal sağlıklı kadında,adet sırasında kullanılan tamponlar vaginayı travmatize ederek bu giriş deliğini oluşturmaktadır).Klinik olarak en önemli bulgu 39 derece üzerinde olan bir ateştir. Buna ek olarak hücresel düzeyde kapiller permaabilite bozulduğundan periferik vasküler direnç düşmekte ve tedaviye oldukça zor yanıt veren hipotansiyon gelişmektedir. Yüzde tipik döküntü (5-10 gün sonra özellikle avuç içi) ve diare baş ve boğaz ağrısı,yaygın miyalji,baş dönmesi ve senkop görülebilir. Bilateral konjunktivit ve farenjit tabloya eklenebilir. Çoğu kez oligüri,anüri,pulmoner ödem ve efüzyon gelişir. Erişkinin sıkıntılı solunum sendromu (ARDS)(Adult Respiratory Distress Syndrom) geliştiğinde prognoz oldukça kötüdür.Ölüm tedaviye cevapsız hipotansiyon,solunum yetmezliği veya yaygın intravasküler koagulopati (DIC) ile olur. Tedaviye klasik şok tedavisi ile başlanmalıdır. Bunun yanında; tampon öyküsü varsa bu hemen uzaklaştırılmalı ya da bir abse düşünülüyorsa hemen boşaltılamlıdır. Nüks oluşumu ve bakteriyemiyi kontrol altına almak için B-laktamaz'a dirençli nafisisilin, oksasilin, vankomisin gibi antibiyotikler peroral olarak başlanmalı ve en az 10 gün süreyle kullanılmalıdır. Birkez bu sendroma maruz kalmış kadınlarda,tampon kullanımı yasaklanmalı ya da absorbsiyon gücü az olan tamponların sık aralıklarla değiştirilmesi öğütlenmelidir. Önemli olan; oldukça ağır seyredebilen bu sendromun gelişmesini önlemektir.
Kromozomun bitiş kısmı. Bu özel yapı, doşğrusal DNA moleküllerinin kendi kendini üretmesi ve dengeli yapısını koruması işlerine yarar Transkripsiyon: Bir DNA parçasından kopyalanan RNA sentezi.
Mitoz bölünmenin son evresi.
Eklem başlanmn birinin tekerlek ya da çark biçiminde olduğu eklem tipi; diz, dirsek ve kaval kemiği ite ayak bileği arasındaki eklemlerde görülür.
Toksinlerin kana karışarak tüm vücuda yayıldığı durum.