Sağlık & Spor Terimleri Sözlüğü
Eldeki bilgilerle yanlışlığı gösterilemeyen, sosyal grupla aykırılık gösteren yanlış inançtır. Fonksiyonel psikoz ve organik psikozlarda görülür. En sık kuşku biçiminde ortaya çıkar. Affektif durumla depresyon veya manide uyum gösterir. Depresyonda suçluluk, nihilistik ve hipokondriyak sanrılar, manide büyüklük sanrıları görülür. Dinsel ve cinsel sanrılar ek örneklerdir. Birincil(otokton) sanrılar birden bilince gelir. Bunu sanrılı mizaç izler. Şizofreninin ilk belirtilerindendir. Ardında sanrılı algılama, sanrılı bellek görülür. İkincil sanrılar ardından elabore olarak gelir.
Bilinçten çıkarılan, kabul edilemeyen düşünce ve impulslardır.
Dış olayları yanlış yorumlamadır.Paranoid durumlarda ortaya çıkabilir.Hiç psikiyatrik bozukluğu olmayan titiz ve genç insanlarda da olabilir.
Kişinin nedenini çözemediği davranış bozukluklarına ya da başarısızlıklarına "ussal ve tutarlı" bir açıklama getirmek üzere devreye soktuğu ruhsal savunma mekanizması.
Görme veya işitme biçiminde kişinin iç dünyasından gelen algılama bozukluğudur.Kişi durumu gerçekdışı olarak değerlendirir.
Geriye dönebilir bir fonksiyonel bozuklukta, örneğin: depresyonda kognitif fonksiyonların bozulmasıdır.
Bireyin kişiliğinde derin bozukluklara yol açan bütün zihinsel hastalıkları belirten çok geniş kapsamlı terim.
Mental nedenlere bağlı fizyolojik disfonksiyondur.
Çeşitli tıp disiplinlerinde farklı anlamlarda kullanılan bir terim.
Kendiliğinden başlayan kalıplaşmış bir sözcük ya da cümlenin hiç durmadan yinelenmesidir.
Günlük yaşam içerisinde dil ve hareket sürçmeleri.
Bir kimsenin bir başka bireyi ya da birey grubunu kendisine örnek alması ve taklit etmesi biçiminde harekete geçen savunma mekanizması.
Karşı cinsten ebeveyne bilinçdışı istekle belirli bir durumdur.Aynı cinsten olan ebeveyne öfke vardır.
Otizm
Üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır. Bu belirtiler otizmi, Asperger sendromu gibi daha hafif seyreden otistik spektrum bozukluğundan (OSB) ayırır. Otizm kalıtımsal kökenlidir ancak kalıtsallığı oldukça karmaşıktır ve OSB'nin kökeninin çoklu gen etkileşimlerinden mi yoksa ender görülen mutasyonlardan mı kaynaklandığı çok açık değildir.Nadir vakalarda, doğum sakatlıklarına neden olan etmenlerle yakından bağlantılıdır.Diğer görüşlere göre ise çocuklukta yapılan aşılar gibi nedenler tartışmalıdır ve aşı kökenli varsayımların ikna edici bilimsel kanıtları yoktur.Yakın dönem araştırmaları otizmin prevalansını 1.000 kişiye bir ya da iki vaka olarak tahmin eder, aynı araştırmalardaki tahminlere göre OSB yaklaşık 1.000 kişide altı vakadır ve erkeklerde rastlanma oranı kadınlara göre 4,3 kat daha fazladır. Otizm vakalarının sayısı 1980'lerden beri oldukça fazla oranda artmıştır. Bunun nedeni kısmen tanı koyma yöntemlerindeki değişikliklerdir; gerçek prevalansın artıp artmadığı anlaşılamamıştır.Otizm beynin birçok kısmını etkiler ama bu etkinin nasıl geliştiği çok iyi anlaşılamamıştır. Ebeveynler genellikle çocuklarının yaşamının ilk iki yılında belirtileri fark eder. Erken davranışsal ya da kavrayışsal müdahaleler çocukların kendine bakabilme yetisi ile sosyal ve iletişimsel yetiler kazanmasına yardımcı olabilir. Otizmin çaresi yoktur.Otistik çocukların çok azı erişkin olduktan sonra bağımsız yaşamakta, bunlardan bir kısmı bunda başarılı olabilmektedir.Bazılarının otizme bir çare aradığı, diğerlerinin de otizmin bir bozukluktan çok bir durum olduğuna inandığı bir otistik kültürortaya çıkmıştır.Sınıflandırma